
SEN MUTLULUĞUN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİN ABİDİN?
“Dostlar, Romalılar, yurttaşlar! Ben buraya Küba’yı övmeye değil, olduğu gibi anlatmaya geldim.”
Evet, tiradımıza başladığımıza göre, biliyorsunuz Keşfet101 Küba-Meksika rotasını hayata geçirmeye hazırlanıyor. Seyahat boyunca “devrim” sembolü olmuş Küba’da tam sekiz gün geçireceğiz. Peki devrim refahı, eşitliği, mutluluğu mu müjdeliyor? Her Kübalı bir elinde puro, bir elinde mojito sokaklarda salsa mı yapıyor? E o zaman, Küba ne tür gezginlere hitap ediyor? Hepsi bu yazıda!
Küba, insana çeşitli duyguları aynı anda tattırabilen, farklılığı, güzelliği, çirkinliği, “deneyim”i sunan bir ülke. Kütüphanelerde cilt cilt sıralanmış o tarih ansiklopedilerinin içine girmeye, onları solumaya hazır olun; çünkü 1960’lı yıllara ışınlanacağız!
Ülke hakkında genel bilgilere ulaşmak için Küba Gezi Rehberi’ni okumadan geçmeyin. 🙂
“Küba’dan döndüm bu sabah
Küba meydanında altı milyon kişi akı karası sarısı melezi ışıklı bir
çekirdek dikiyor çekirdeklerin çekirdeğini güle oynaya
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
1961 yazı ortalarında Küba’nın resmini yapabilir misin
çok şükür çok şükür bugünü de gördüm ölsem de gam yemem gayrının
resmini yapabilir misin üstat
yazık yazık Havana’da bu sabah doğmak varmışın resmini yapabilir misin”
Nazım Hikmet

HAVANA
Üstü açık klasik arabalarla sahil şeridinde tur atıyorsunuz. Rengarenk eski binalarda İspanya’yı, insanlarda Afrika’yı görüyorsunuz. Küba kültürü diye hafızalarda yer eden olgu, aslında devrim ruhunun hala sokaklarda dolaşmasından geliyor. Kimi için eski püskü, yıkık dökük olan bu çirkin sokaklar, kimi için nostaljik, fotoğraf değeri olan, samimi yaşam alanları. Yerel halk içinse bildikleri dünya. Ekonomi ve ideoloji bu kadarına el veriyor. Hükumet bireysel kazancın önünü açmaya başlasa da tam anlamıyla gerçekleştiği söylenemez. Halka ekstra geçim kaynağı lazım, bu sebeple turistler ayrı bir para birimi kullanılıyor.
Şimdi klasik arabamızdan inip şehrin sokaklarına göz atalım, bir yeri güzel kılan detayları değil midir? ♥
Havana 3 bölgeden oluşur: Havana Vieja (Eski Havana), Centro Habana (Merkez Havana –hayatın merkezi olmasından değil, konumundan dolayı-), Vedado (Modern Şehir).

HAVANA'DA GÖRÜLECEK YERLER
Plaza Vieja
“Eski Meydan” anlamına gelen alan cidden koloni döneminden kalma ambiyansı taşıyor. Bir kafeye çöküp mojito içerek soluklanmak için güzel bir yer, zaten 1800’lerin ortalarından beri açık hava pazarıymış, kafe-bar-dükkan kültürü iyiiice yerleşmiş meydana. Ek olarak canlı müzik de var… Aman aman, uyku bastırmadan kalkmak en iyisi. Etrafı keşfetmek lazım!
Plaza de Armas
Yapımı 1520’li yıllara dayanan eski meydan, günümüzde Havana’nın alışveriş duraklarından biri. Yapıldığı dönemde ise askeri ihtiyaçlar için kullanılan ve zaten “Silahlar Meydanı” anlamına gelen Plaza de Armas, 1500’lerin görkemli mimarisi ile sizi içine çekecek. Eskiden koloni tapınağı olup şimdi ünlü bir restoranta dönüşmüş El Templete de burada yer alıyor. Ayrıca önemli ve yağmurlu günler hariç her gün burada çoğunluğu İspanyolca ikinci el kitap satışı oluyor, ilgilere şiddetle önerilir. Artık bu meydanda silahlar değil, kalemler ve fikirler konuşuyor! Bolca kalpler!
Not: Maleco’nun Plaza de Armas’a yakın olan tarafında Atatürk büstü bulunuyor. ♥

Museo de la Revolucion
Fidel Castro, Che Guevara, Camilo Cienfuegos hakkında detaylı bilgiler edinebileceğiniz, Küba Devrimi’ne ait eşyalara ve iki bal mumu heykele yer verilmiş müze. Malesef İngilizce bilgilendirme pek yok, telefonunuzda çevrimdışı kullanılabilen bir translate uygulaması yoksa rehberi dinlemek bu noktada yapılacak en mantıklı şey oluyor. Küba tarihine dair detayların Batista döneminden devrimin başlangıcına ve sonuçlarına dek ele alındığı değerli bir müze. Amerika’nın Küba’ya yaptırımları ve suikast planları belgeleriyle sergileniyor. Ayrıca magnet almak isteyenler için buradaki fiyatlar çoğu yerden ucuz.
Plaza de Revolucion
Havana’nın en büyük meydanı olan Devrim Meydanı, 1 Mayıs ve 26 Temmuz’un kutlandığı yer. Kafeler vs pek yok, trafik akışı hızlı olduğu için genelde bir anı fotoğrafı alınıp yola devam ediliyor.
Plaza de la Catedral – “Bodeguita del Medio”
18.yy’dan kalma devasa ve ikonik barok katedralin yanıbaşında duran Zanja Real adlı Küba’nın ilk su kemeri, Havana’nın 4 ünlü meydanından birinde olduğunuzu iliklerinize dek hissettiriyor. Manzaranın fazlası için katedralin saat kulesine çıkılabiliyor. Bir resim müzesi de var, malum Kübalılar sanata çok düşkün. Plaza de la Catedral’i, yani Katedral Meydanı’nı diğerlerinden ayıran ne peki? Eveet, Empredrado Sokağı’na doğru ilerlediğimizde Bodeguita del Medio adlı bir bar görüyoruz. İçeri girip vakit geçirmek isteğinize kalmış, çünkü çok turistik bir yer ve fiyatları da haliyle daha yüksek –aslında meydandaki tüm fiyatlar Havana genelinde göre hayli yüksek-. İçeride dünyanın farklı yerlerinden gelmiş insanlara ait fotoğraflar ve anı yazıları da bulunuyor. E niye bu kadar popüler? Şöyle açıklayalım, buranın müdavimlerinden biri zamanında Ernest Hemingway imiş. Evet, Nobel ödüllü gazeteci ve kurgu yazarı olan o Hemingway.

Museo del Ron Havana Club
Rom üretimi ve tarihi üzerine bilgi alıp çeşitli kokteylleri deneyebileceğiniz müze, Küba’nın damak zevki ve içki kültürü üzerine de önemli ipuçları veriyor.
Morro – Cabaña Kompleksi
Askeriyede görevli İtalyan mühendis Battista Antonelli’nin tasarladığı kale, ismini Matta İncili’nde geçen “the Biblical Magi” veya Üç Bilge Adam-Üç Kral olarak da bilinen anlatıdan almış. Zamanında mahkumların köpekbalığı yemi olarak arka taraftan atıldığı savunma kalesi günümüzde İspanyolların tarihi top atışı geleneğinin devam ettiği bir kompleks, gerçekten top atılmıyor sahi, barut koyup ateşliyorlar. Önemli olan ambiyansı yaratmak. Her şey, askerlerin üniformaları dahil, 18.yy’da olduğu gibi yeniden canlandırılıyor. Az erken gitmekte fayda var çünkü günbatımı kaleden çok güzel.

Che’nin Evi
Casa del Che. “Niye Ernesto değil, niye Che?” Che, Arjantin’de halk arasında “dostum” demek, Latin Amerika’nın idealist doktoru ve devrimcisinin herkes tarafından benimsenmiş lakabı: dostum…
Küba’nın efsanesi Che Guevara’nın bir evden ziyade ofis gibi kullandığı, kalmaya çok da fırsatı olmayan yapı. Yine de içerideki sade dekorlu çalışma masası ve minik yatak odası ona dair çok şey söylüyor. Tüm bunlara ek olarak insanı içeride vuran iki şey var; duvara asılmış bir şiir ve bir tabut. Şiirin altında bir imza, Nazım Hikmet. Yanında ise Bolivya’dan Che’nin Küba’ya getirildiği tabut. Che’nin öldüğünde yanında olan kitaplardan birinin Türkiye’den İngilizce basımı gönderilmiş Nutuk olduğunu biliyor muydunuz?

CIENFUEGOS
Batista rejiminin yıkılması sırasında kilit rol oynayan devrimcilerden Camilo Cienfuegos, adını bu şehirde yaşatıyor. Tabi isminin-tarihinin yanı sıra doğasının ve ekosisteminin güzelliği, bu şehrin kendini hemen benimsetmesi için yeterli sebepler! Şimdi kendimizi Cienfuegos’un yeşilliklerine bırakıyoruz. Gezilecek yerlerden birkaçını sizler için derledik. ♥

El Nicho Tabiat Parkı, Cienfuegos’un şelalelerle dolu saklı cennetinde yeniden doğmaya hazır olun. Doğayla iç içe restorantlarının yanı sıra doğal tatlı su havuzlarının bulunduğu geniş ormanlık alan anılarınızda kendi tahtına sahip olacak, buraya da imzamızı atıyoruz.
Günübirlik ziyaret edilen “La Boca” adlı timsah çiftliği gezginlerin gözdesi arasında. Gurme ruhlu bazı gezginler timsah eti deneyebilir, size kalmış. Buraya Varadero’dan turlar kalkıyor.
Domuzlar Körfezi, Fidel Castro başa geçtiği zaman tüm kumarhane ve genelevleri kapatıp ekonomiyi millileştirmişti. Tabi bu duruma herkes sevinmedi. İşte, 17-19 Nisan 1961’de sürgündeki devrim karşıtı Kübalıların Amerika desteği ile kendi halkına karşı yaptığı başarısız işgal girişimi Domuzlar Körfezi Çıkarması olarak anılıyor. Yeni yeni toparlanan Küba’nın ideolojisini tüm dünyaya duyurduğu ve benimsediği çarpışma da diyebiliriz. Zafer kazanıldığında Ekonomi Bakanı Ernesto Che Guevara, Beyaz Saray’da görev yapan genç sekreter Richard Goodwin aracılığıyla ABD Başkanı Kennedy’e bir not gönderiyor: “Domuzlar Körfezi için teşekkürler. Çıkarmadan önce devrim zayıftı. Şimdi her zamankinden daha güçlü.”

TRINIDAD
Trinidad! 1500’lerde şeker işinde çalıştırılan köleler isyan edip kaçana dek pek yerleşimin olmadığı, 1800’lere gelindiğinde ise kurulan şeker değirmenleri ile altın çağ yaşayan güzide yerleşim yeri. Bir-iki katlı kolonyal evleri, arnavut kaldırımlı dar sokakları ve güler yüzlü insanları ile insanı ilk görüşte kendine aşık eden küçücük bir yer.
Başkent Havana’dan farklı ve ucuz olduğunu kesinlikle söyleyebiliriz. Rengarenk sokaklarda gezmeye doyamayacaksınız! Hediyelik alışverişi yapmak isteyenler için de uygun bir yer.
Sokaklarda dolanırken Trinidad’ı gördüğünüzü düşünebilirsiniz ama deyim yerindeyse şehrin kalbi sayılan Plaza Major’a geldiğinizde asıl geziniz başlamış olur. Koloni döneminde İtalya, Fransa ve Almanya’dan zenginlerin getirttiği malzemelerle bezenmiş meydan ağızları açık bırakıyor. Gündüz belli lokasyonlara ulaşmak adına geçeceğiniz Plaza Major’a akşam yine yolunuz düşecek, emin olun. Hava karardıktan sonra ışıl ışıl olan meydanı müzik sesi, rom kokusu ve dans eden insanların kahkahaları dolduruyor, karşı koymak zor.

Trinity Kilisesi, Plaza Mayor’da bulunan büyük kilise, şehrin en büyüğü. Zamanında maddi imkansızlıklar sebebiyle yapımında tamamlanamamış-eksik kalmış mimari kusurlar var, halk düzeltme girişiminde bulunduğunda ise kilise çoktan UNESCO listesine girdiği için elleri kolları bağlanmış. Yine de açık sarı-beyaz renkteki sevimli dış görünüşüyle Trinity, şehrin göz bebeği.
Casa de la Musica, yine Plaza Major’da bulunan sevimli bir mekan. Akşamları salsa müziği eşliğinde dans ediliyor, hatta her an bir yerli sizi dansa kaldırabilir! Reddetmek de büyük kabalık sayılıyor. Casa de la Musica’da dans eden yerliler sizi bir öğretmen gibi yönlendirse de gelmeden önce birkaç ritim çalışsanız hiç fena olmaz.

Casa Templo de Santeria Yemaya, Küba’nın yaklaşık %15’inin mensup olduğu Afrika kökenli pagan Santeria dini ile Hristiyanlığın iç içe geçmiş hali için bir ibadethane. Santeria dini hakkında bilgi edinebilmek için en doğru mekanlardan biri. Şanslıysak Afrika’ya has ritüelleri ve tanrıça Yemaya şerefine yapılan ayinleri izleme fırsatı da buluyoruz. Özellikle 19 Mart bu ayinlerin yoğun olduğu özel bir tarih.
Romantik Müze, devrimden önce şekerkamışı ve köle satarak zengin olmuş İspanyol bir tüccarın müze haline getirilmiş evi. Romantizm ve aşkla hiç ilgisi yok; adını 1800’lerde yaşanmış “romantik dönem”den alıyor. Muhteşem ahşap mobilyalar Fransız ve İtalyan esintileri taşıyor. Ev sahibinin sanat meraklısı olması sebebiyle de her yer porselen, heykel, tablo ve klasik eşyalarla dolu. Oldukça acımasız olduğu söylenen tüccarın Küba’da koloni sayesinde aniden zenginleşmesi ile bu ev sembol haline gelmiş. Devrim sonrası müze olarak ziyarete açılmış.
La Canchánchara, roma bal ve limon karıştırarak elde ettikleri özel kokteyl ile tanınan bir bar. Kokteylin doğduğu yer de burası zaten, ismi Kançançara diye okunuyor. Soluklanmak ve biraz canlı müzik dinlemek için bu mekanda mola vereceğiz. Tadına bakmadan dönmek yok, bilesiniz. Dünyanın nimetlerinden faydalanmak lazım.

SANTA CLARA
Küba’nın en büyük beş şehrinden biri olan Santa Clara, özellikle iki isimler karşımıza çıkar: devrimci Ernesto Che Guevara ve hayırsever Marta Abreu de Estevez. Ayrıca Küba devriminin son cephesi olan Santa Clara’nın tarihsel ve milli değeri de oldukça fazla. Gerilla birlikleri ile şehre giren devrimcilerin verdiği kanlı mücadeleden 12 saat sonra Batista’nın kaçtığı biliniyor. Her adımınızın buram buram milliyetçilik koktuğu yer burası.

Ernesto Che Guevara Anıtı
1967’de Bolivya’daki çatışmalar sırasında öldürülen Che Guevara ve yoldaşlarının sonsuz uykularına yattığı devasa anıt, Küba’nın ötesinde, özgürlük uğruna verilmiş bedellerin bir sembolü olarak yükselmekte. Yazar olarak burada üzüldüğüm nokta, naaşların 17 Ekim 1997’de Bolivya’dan Küba’ya getirilmiş olması. Anıta dönelim. Küba’nın tarihine zıt olaraktan gerçekten az bilgi verilen, sadece bakıp “aa nolmuş ki” diyeceğiniz müzeler bolca var. Bu sebeple gelmeden önce güzel bir hazırlık yapmak gerekiyor. Kimin kim olduğunu bilirseniz halkı anlamanız ve kimin neyi sevdiğini, neye kızdığını görmeniz kolaylaşıyor. Çok da uzak bir tarih değil nasıl olsa, etkileri hala gün gibi ortada. İçeride fotoğraf çekmek kesinlikle yasak. Che’nin çocukluğundan vurulduğu güne dek çeşitli eşyaları görme şansınız oluyor, günlükleri ve yazışmaları dahil. Yan tarafta ise Bolivya’dan getirilmiş kemikleri bulunuyor, yoldaşları ile birlikte duvarlara sabitlenmişler. Bu açıdan bana Asya’daki anıtları hatırlattılar. Günümüzdeki Küba’nın temel taşlarını soluyacağınız yer, bizce Santa Clara’dır. “Hasta la Victoria Siempre!” (Zafere dek daima!)
Görülmeye değer bir başka yer, Santa Clara’ya bağlı bir köy olan Hanabanilla.
Kanolara atlayıp nehir yolundan ilerlerken kendimizi başka bir doğa cenetinin orta yerinde bulacağımız yer. O ünlü İğneada kano fotoğraflarını gözünüzün önüne getirin. Ormanın içi yerine yeşil, genişçe bir vadi yerleştirin. Yolun sonunda ise bir sürprizimiz olacak. 🙂
MEKSİKA - KÜBA SEYAHATİ
Tüm turlar ve aktiviteler fiyata dahil! Sürprizsiz, dolu dolu Meksika & Küba Turu… 2 ülke, 10 şehir, 21 tarihi yapı, 13 yemek & içki & puro tadımı…
- 23 Ekim – 4 Kasım – Ölüler Festivali

VİNALES VADİSİ
Pinar del Río
Vinales Vadisi, dünyanın en kaliteli purolarının çıktığı yer. Küba’nın doğasını övüp duruyoruz ama, burası bir başka. At-bisiklet üzerinde katedeceğimiz kısa bir yolun ucunda Küba yerlilerine has çadır evler görüyoruz. Ev dediğime bakmayın, bunlar “puro fabrikası” aslında. İçeride gözünüzün önünde fırından yeni çıkmış çıtır ekmek misal puro yapılıyor. Sadece puro da değil, kahve üretiminin de önemli bir merkezi. Öyle ki UNESCO listesine girmesi çok da uzun sürmemiş. Her şey olduğu gibi, kimyasaldan uzak. Tektonik oluşumlar sağ olsun vadiye estetik bir hava katıyor. Cueva del Indio (Yerli Mağarası)’da kanolu gezimizin ardından, oturup tazecik Küba kahvesi içmeye var mısınız?

VARADERO
Varadero, geleneksellik sevenler için pek de Küba gibi değildir. Yani rengarenk, sıcacık Küba sokaklarından, inanılmaz doğadan ve yerli halktan bahsediyorduk yazının bu noktasına dek.
Varadero, Avrupalı işletmecilere verilmiş, kapitalist, Kemer-Alanya-Belek havasında bir zincir oteller bölgesi. Denizi çok güzel, Karayipler’in sularına kendinizi bırakıp yaz mevsimini dibine dek yaşayabilirsiniz; ama suyun da sıcak olduğunu hatırlatmakta fayda var. Uzun ve yorucu bir gezinin ardından gidildiğinde tatmin eden ve dinlendiren, direkt gidildiğinde “o kadar yolu gelmeseydim de olurmuş” dedirtebilecek uzunca bir sahil şehri.
Şimdi uçağa atlayıp Meksika’nın Yucatan Yarımadası’nı keşfe başlıyoruz! Takipte kalın!
Meksika Gezi Rehberi için buraya tıklayın.

Selin Aktaşoğlu
Rehber
1999 doğumlu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü Lisans ve Kapadokya Üniversitesi Turist Rehberliği Yüksek Lisans Mezunu.
İzmir’de antik kentlerle sarılı bir bölgede doğdum. Tarih ve mitoloji, her yaşımda benimleydi. Arkeolojik kazı alanları başta olmak üzere gezme tutkusu ruhuma işledi; önce Türkiye, sonra Güneydoğu Asya, ardından Amerika derken yolum Keşfet101 ile kesişti. Backpacker olma fikri karşı konulmazdı. Katıldığım Mısır seyahatinin ardından beraber çalışmaya başladık.

Butik Fas Turu
20 Ekim - 30 Ekim 2023
Atlas Okyanusu’ndan Sahra Çölüne uzanan bir Kuzey Afrika serüveni…Atlas Dağları, Berberi Köyleri, Safari. çölde kamp… 9 günlük bu macerada yerini ayırt.

Butik Ürdün Turu
26 Ekim - 1 Kasım 2023
Petra Antik Kenti, Wadi Rum’da safari ve kamp, Kızıl Deniz’de tüplü dalış. Jerash Antik Kenti, Umm Qays. 5 günlük bir Ürdün turuna neler sığar?

Vietnam - Kamboçya - Tayland Turu
5 Kasım - 18 Kasım 2023
Vietnam’ın romantik şehirlerinde başlayıp, Ankgor Wat’da gün doğumunu izleyeceğiz. Bangkok sokaklarında dolaşıp Phuket’te denize gireceğiz.

Butik Mısır Turu
15 - 27 Mart 2023
Petra Antik Kenti, Wadi Rum’da safari ve kamp, Kızıl Deniz’de tüplü dalış. Jerash Antik Kenti, Umm Qays. 5 günlük bir Ürdün turuna neler sığar?
SAYFA HARİTASI