GEZGİNİN KİTAPLIĞI: KİTAP ÖNERİLERİ
Kitap Önerileri geliyor! İçindeki gezgine çanta hazırlatacak, seni yollara düşürecek kitaplar mı arıyorsun? Bu liste senin için. Yolculuk temalı, yolda geçen veya yolu düşleyenlerin hikayeleri… Senin okuduğun çok beğendiğin ve bu listeye eklenmesini istediğin roman önerileri olursa en alttaki yorum kutusunu kullanarak bana haber verirsen sevinirim. 🙂

GECE YARISI ÇOCUKLARI - SALMAN RUSHDIE
OKUDUĞUM EN İYİ ROMAN: GECE YARISI ÇOCUKLARI
15 Ağustos 1947’de saatler tam 00:00’ı gösterdiğinde, Hindistan‘ın bağımsızlığının ilan edildiği o anda dünyaya gelir Salim Sina. Bağımsız Hindistan‘ın ilk bebeği, özel çocuk, basının da ilgi odağı olmuş, kaderi Hindistan’a bağlı görülmüş ve herkes tarafından daha tanınmadan çok sevilmiştir. Kimsenin bilmediği özel bir durum daha var: Salim Sina, o gece yarısı dünyaya gelen 1000 çocuk gibi özel yeteneklere sahiptir. Başbakan Nehru bile Salim Sina’nın anne babasına tebrik mektubu yazarken bunu bilmemektedir.
Karakterlerin derinliği, hikaye örgüsü bu kitabı okuyanların gözünde bu romanı eşsiz kılan şeyler.
Hindistan’ı gezmiş olanlar beni anlayacaktır. Salman Rushdie‘nin Hindistan‘ı anlatış biçimi, şehirler, sokaklar, meydanlar, dükkanlar… Her biri Hindistan için inanılmaz derecede önemli ancak kıyıda köşede kalmış yapılar… Bunları tasvir edişi benim bazı yerleri tekrar tekrar okumama neden olmuştu. Kitap önerileri hazırlarken bundan bahsetmeden de geçemedim. Örneğin Salim Sina’nın annesi, çocuğu henüz dünyaya gelmeden önce, Salim Sina ile ilgili gördüğü bir rüyayı yorumlatmak için bir falcıyı aramak için Eski Delhi‘ye gidiyor. Eski Delhi‘nin kaosu, kalabalığı, ilk görüşte yaşattığı şok… Hepsi o kadar bana ait hislerdi ki; Salman Rushdie’nin satırlarında görünce bu elimdeki romanın okuduğum en iyi roman olacağını o an anladım.
Salman Rushdie, Geceyarısı Çocukları‘nda devrime, dinlere, Sikhlere, Hindistan – Çin çatışmalarına, Pakistan ve Bangladeş’in ayrılmasına kadar bir çok sosyal ve siyasi olaya da değiniyor.
HAKAN’IN HİNDİSTAN’I KEŞFETMEK YAZISI İÇİN TIKLA!
GECE YARISI ÇOCUKLARI: İLK PARAGRAF
Ben Bombay’da doğdum… evvel zaman içinde. Yok, bu yetmez, tarihi söylemeden olmaz; 15 Ağustos 1947’de Doktor Narlikar’ın Doğumevinde dünyaya geldim. Ya saati? Saat de önemli. İyi öyleyse: geceleyin. Yok yok, biraz daha ayrıntılı… Aslına bakılırsa saat tam geceyarısını vurduğunda. Ben dünyaya gelirken akreple yelkovan saygıyla tokalaştılar. Söyleyiver gitsin, söyle hadi; tam Hindistan‘ın bağımsızlığına kavuştuğu anda yuvarlandım dünyaya. Herkes nefesini tutmuştu. Pencerenin dışında havai fişekler ve kalabalıklar vardı. Bir iki saniye sonra babam ayak başparmağını kırdı ama onun başına gelen kaza, karanlığa boğulmuş o anda benim payıma düşenin yanında hiç kalırdı; çünkü o vurdumduymaz kutlama saatlerinin esrarlı zorbalıkları yüzünden ben garip bir biçimde tarihe kelepçelenmiştim, kaderim kopmazcasına ülkemin kaderine zincirlenmişti. Bunu takip eden otuz yıl boyunca da o kaderden hiç kurtulamadım. Kâhinler hakkımda kehanetler savurmuş, gazeteler dünyaya gelişimi kutlamış, politikacılar sahiciliğimi onaylamışlardı. Bu konuda bana söyleyecek söz kalmamıştı, ben Salim Sina ya da daha sonra anılacağım adlarla Sümüklü, Lekesurat, Keltoş, Keskinburun, Buda, hatta Ay Parçası, Kaderle son derece sıkı fıkı olmuştum – en iyi koşullarda bile tehlikeli bir ilişkiydi bu. Üstelik daha kendi burnumu bile silmekten acizdim…
- Kitap: Geceyarısı Çocukları
- Yazar: Salman Rushdie
- Sayfa Sayısı: 704
- Baskı Yılı: 2012
- Dili: Türkçe
- Yayınevi: Can Yayınları
- Çevirmen: Aslı Biçen
- Kardeş kitap önerileri : Floransa Büyücüsü, Mağriplinin Son İç Çekişi

PARFÜMÜN DANSI - TOM ROBBINS
“Ama yolun sarsıntıları arasında ne kadar görmezden gelirsek gelelim, bizi bekleyen ölüm hep oradadır. Perdelerin hemen ardındadır. Daha doğrusu, çorabımızın içindedir. Bir türlü temizleyemediğimiz bir kire benzer. Eğer insan dindarsa, dipsiz kuyuya yuvarlanışını bir mantığa oturtur. Eğer insanın mizah anlayışı varsa (bu konuda iyi bir mizah anlayışı, şimdiye kadar bulunmuş dinlerin hepsinden daha yararlıdır), insan espriyle, alaycılıkla onu en aza indirebilir. Ama hayalet yine de orada durur. Gece gündüz, her gün, her yaptığımızı elindeki tebeşirle gri renge boyar. Yaptığımız şeylerin pek çoğunu, bilinçaltımızda, dolaylı olarak, ölüm düşüncesinden kurtulmak için yaparız. Belki de kendimizi, yaptıklarımızla çok değerli, çok vazgeçilmez kılmayı, ölümün bizi almakta tereddüt etmesini sağlamayı amaçlarız. O kılıç kafamıza düşse bile, şanslı olup hala hayatta kalanların anılarında yaşayabilmeyi garanti etmek isteriz.”
Ölümden kaçarken ölümsüzlüğün peşine düşen kral Alobar… Kaderinden kaçan kama sutra / koku ustası Kudra… Eğlencenin, hazzın ve bereketin tanrısı keçi Pan.
Bu roman sizi üretime tapan, maddi şeylerle kafayı bozmuş batıdan alacak, aşkın, maneviyatın, bilinmezliğin Merkezi, koku fabrikası doğuya götürecek. Batı edebiyatının en seçkin romanlarından biri Parfümün Dansı, her satırında size unuttuklarınızı hatırlatmak için yeni yeni yollar bulacak. Hayatımıza anlam katan ama para kazanmak için ikinci belki de üçüncü dördüncü plana attığımız şeylerleri gözümüze sokacak.
Pan’ı iyi dinleyin. Müzik, dans, resim, doğa… Sizi özgürleştireceğine inandığım fikirler sunacak.
- Kitap: Parfümün Dansı
- Yazar: Tom Robbins
- Orjinal İsim: Jitterbug Perfume
- Sayfa Sayısı: 432
- Baskı Yılı: 1999
- Dili: Türkçe
- Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
- Çevirmen: Belkıs Dişbudak Çorakçı
- Kardeş Kitap Önerileri: Ağaçkakan, B’ Bira

ESİRGEYEN GÖKYÜZÜ - PAUL BOWLES
Turistle gezginin bir farkı da, turistin kendi uygarlığını sorgusuz sualsiz kabul etmesiydi. Gezgin ise farklıydı. O kendi uygarlığını diğerleriyle sürekli karşılaştırır, hoslanmadığı öğeleri reddederdi.
Fas‘a yerleştikten sonra yazdığı ilk roman, Esirgeyen Gökyüzü. Paul Bowles, kendini arayan, aradıkça kaybolan karakterlerini, Fas‘tan Afrika‘nın derinliklerine doğru uzun ve çetrefilli bir yolculuğa çıkartıyor. Kuraklık ve çöl, karakterlerimizin yalnızlıklarının yansımasına dönüşüyor ve hikaye boyunca yer yer karıştırılacak kadar iç içe geçiyor fakat Paul Bowles her seferinde ustalıkla yol üzerinden mesajını veriyor. Bu yüzden kitap önerilerimde ilk üçte yer alıyor.
Artık saçmalaşmaya ve anlamsız gelmeye başlayan aşk, benlik / ben olma / bana ait olan fikirleri, bir yabancılaşmaya dönüşüyor ve çöl yolculuğu adeta içsel yolculukla bir oluyor.
Uygarlığımızı, standartlarımızı, güvende olmak için yarattığımız fanusları sorgulatacak bir roman Esirgeyen Gökyüzü. Bence en önemlisi de yazarın Port üzerinden “anlam nedir?” “hayatımızı ne anlamlı kılar?” sorularına cevap arayış şekli, ayak izleri… Takip edilesi.
- Kitap: Esirgeyen Gökyüzü
- Yazar: Paul Bowles
- Orjinal İsim: The Sheltering Sky
- Sayfa Sayısı: 288
- Baskı Yılı: 1991
- Dili: Türkçe
- Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
- Çevirmen: Belkıs Dişbudak Çorakçı
- Kardeş kitap önerileri : Yükseklerde, Yağsın Yağmur

YÜZÜNCÜ AD - AMİN MAALOUF
Hikayemizin kahramanı Baldassare, Lübnan‘da yaşayan Hristiyan bir antika tüccarı.

MOTOSİKLET GÜNLÜKLERİ - ERNESTO CHE GUEVARA
“Devrimci bir doktor olmak için önce bir devrime ihtiyaç vardı.”
Motosiklet Günlükleri, 23 yaşında Ernesto Che Guevara‘nın en yakın arkadaşı Alberto Granado’yla birlikte çıktığı Güney Amerika yolculuğunda tuttuğu günlüklerden oluşuyor. Macchu Pichu‘da İspanyollara ve sömürgeciliğe sövüyor, köylerde Güney Amerika’yı tek bir çatı altında toplamaktan dem vuruyor. Cüzzamlı hastalar için Amazon Nehri’ni yüzerek geçiyor. Tıp Fakültesi son sınıf öğrencisi Ernesto, geçtiği her sınırda değişiyor, gelişiyor, gözlerimizin önünde resmen büyüyor, Che oluyor.
Doktor, aşık, baba, koca, devrimci, kahraman, Che… Tartışmasız yüzyılımızın en ikonik karakterlerinden birinin duygusal gelişimine tanıklık edeceksiniz.
Ve ben, varlığımı,içinde yeni sarsıntıları ve yeni umutlarıyla muzaffer proleteryanın yabanıl ulumaları yankılansın diye bir tapınağa dönüştüreceğim.
- Kitap: Motosiklet Günlükleri
- Yazar: Ernesto Che Guevara
- Orjinal İsim: Diarios de Motocicleta: Notas de Viaje por América Latina
- Sayfa Sayısı: 198
- Baskı Yılı: 2014
- Dili: Türkçe
- Yayınevi: Everest Yayınları
- Çevirmen: Osman Akınhay
- Kardeş kitap önerileri : Che Guevara (Jean Cormier)

BİR ÇİFT YÜREK
”Yapraklar gibi insanlarda birbirinden ayrı parçalar gibi görünür, oysa hepimiz bir bütünüzdür.”
Bir yanda doğadan aldıkları her şeyi geri iade eden, yedikleri bitkilerin, hayvanların ruhuna teşekkür eden, döngüyü bilen, uyum sağlayan ve saygı gösteren GERÇEK insanlar: Aborjinler. Diğer yanda bir MUTANT. Amerikalı Marlo Morgan.
Aborjinler dış dünyadan gelenlere Mutant diyor, çünkü onlar gerçeği göremiyor ve saygı duymuyor. Bu satırları okurken siz de kendinizi mutantlardan değil de Aborjinlerdenmiş gibi düşündünüz değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm hala da bu gerçeği sindirmekte zorlanıyorum. Ördüğümüz duvarlar, yaşam şekillerimiz, yemek yeme alışkanlıklarıımız, karanlık iç dünyalarımız… Bu kitap size hepsini sorgulatacak. İyi niyetli olmanın, iyi olmanın önemini hatırlatacak. Kötünün bir deneyimden ibaret olduğunu, yaşanması gereken bir ‘şey’ olduğunu öğretecek.
Avustralya‘da kendini Aborjinlere kabul ettirmeye çalışan bir Amerikalının hikayesi. Sadece onun değil, artık hepimizin hikayesi…
Tüm insanlar bu dünyayı ziyaret eden ruhlardır. Tüm ruhlar daima yaşayan varlıklardır. Öteki insanlarla tüm karşılaşmalar deneyimdirler ve tüm deneyimler sonsuza dek sürecek bağlantılardır.
- Kitap: Bir Çift Yürek
- Yazar: Marlo Morgan
- Orjinal İsim: Mutant Message Down Under
- Sayfa Sayısı: 225
- Baskı Yılı: 1999
- Dili: Türkçe
- Yayınevi: Dharma Yayınları
- Yazar: Marlo Morgan
- Çevirmen: Eren Yücesen Cünday
- Kardeş kitap önerileri : Sonsuzluğun Mesajı

SEMERKAND - AMİN MAALOUF
“Atlas Okyanusu‘nun dibinde bir kitap yatıyor. Anlatacağım işte onun hikayesi.”
Selçuklu İmparatorluğu‘nun altın zamanları. Alparslan Malazgirt’te büyük bir zafer elde etmiş. Nizam-ül Mülk Siyasetnamesini yazıyor. Hassan Sabbah ve esasileri (batılılar onlara haşhaşiler diyecek) ortadoğuya korku salıyor. Bir yandan Ömer Hayyam tarih sahnesine çıkıyor, adı ülke sınırlarını aşıyor.
Amin Maalouf‘un kaleme aldığı Semerkand‘ın ilk bölümü 11. yüzyılı Ömer Hayyam, Hassan Sabbah ve Nizam-ül Mülk üçgeni çerçevesinde anlatıyor. Toplumsal olaylar, savaşlar, din, felsefe… bir kurgu içinde dönemin en büyük düşünürlerine, en güzel ortadoğu ve asta kentlerinde misafir oluyoruz.
İkinci bölüm ise 1900’lü yılların başında geçiyor. Tıpkı Osmanlı gibi Pers İmparatorluğu da ayakta kalmaya çalıştığı bir dönemde Amerikalı bir araştırmacı Ömer Hayyam‘ın Rubaiyat‘ını aramak için İran‘a geliyor. Araştırmacının gözünden İran‘ın o dönemlerine bir bakış atıyoruz. Okurken ben oldukça etkilenmiştim. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı dönemlerde, İran‘da da aynı anadoludaki gibi bir hareketlenme oluyor. Benzer süreçlerden geçiyorlar.
Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu… Bu roman sizi uzun uzun gezdirecek. Kitaplığımın en üst rafındaki 5 kitaptan biri Amin Maalouf’un Semerkand’ı.
- Kitap: Semerkand
- Yazar: Amin Maalouf
- Orjinal Adı: Semerkand
- Sayfa Sayısı: 318
- Baskı Yılı: 2001
- Orjinal Dili: Fransızca
- Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
- Çevirmen: Ali Berktay

FLORANSA BÜYÜCÜSÜ - SALMAN RUSHDİE
Okuduğum en iyi roman olarak ilk sırada tanıttığım Geceyarısı Çocukları‘nın yazarı Salman Rushdie yine karşımıza çıkıyor. Kimileri Floransa Büyücüsü’nü en tepeye koyar. Okuyunca anlayacaksanız, bu roman diğer tarihi romanlardan farklı olarak çok geniş bir coğrafyayı, tek bir masala bağlıyor.
2. Beyazıd, Yavuz Sultan Selim, Ekber Şah, Birbal, Hanzade Begüm, Mediciler, İran Şahları… bizim yakınen tanıdığımız tarihi figürler bu hikayede bir bir sahneye çıkıyor ve Salman Rushdie, masallarla gerçeklerin birbirine girdiği bu hikayede bize yol gösteriyor.
Floransa Büyücüsü, güzeller güzeli bir kadın. Peçesini indirmeye görsün, aşık oluverir tüm erkekler. Kimileri güzelliğinden değil büyü kabiliyetinden diyor. Erkek egemen dünyada kaderini kendi elleriyle çizmeye çalışan bu güçlü kadının hikayesini okuyacağız.
- Kitap: Floransa Büyücüsü
- Yazar: Salman Rushdie
- Orjinal İsmi: The Enchantress of Florence
- Sayfa Sayısı: 388
- Baskı Yılı: 2009
- Orjinal Dili: İngilizce
- Yayınevi: Can Yayınları
- Çevirmen: Begüm Kovulmaz

IŞIK BAHÇELERİ - AMİN MAALOUF
“Babil ülkesinden geldim diyordu, bütün dünyada çığlığım duyulsun diye…”
Mani bir ağacın dibinde, oturduğu yerden, ağzını bile açmadan öyle bir çığlık atıyor ki…
Mani‘den bugüne, “sanat ve coşku kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye” çok az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar’a açılan inancını ele alıyor ve Mani‘nin öyküsüyle bugüne “ışık” tutuyor.
Tüm inançları ve inananlarını kapsayan, reddetmeyen, affedici Mani… Sevgi dolu, doğaya ve insana saygılı. Amin Maalouf Mani‘ye bu romanıyla bir soluk veriyor. Benim başucu kitaplarımdan biridir.
- Kitap: Işık Bahçeleri
- Orjinal İsim: Les Jardins De Lumiere
- Yazar: Amin Maalouf
- Sayfa Sayısı: 238
- Baskı Yılı: 1991
- Orjinal Dili: Fransızca
- Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
- Çevirmen: Esin Talu Çelikkan

SİDDHARTA - HERMANN HESSE
‘İçinde anlatılan ortama karşın, çok Avrupai bir kitaptır Siddhartha. Bildirisi birey’le başlar; bireye Asya’daki öğretiye göre daha çok önem verilmiştir. Siddhartha, benim, Hint düşüncesinden kurtulup özgürleşmemin dışavurumudur. tüm dogmalardan kurtulmak için tuttuğum yol Siddhartha’ya götürdü beni; yaşadığım sürece de bu yolda ilerleyeceğim doğaldır… Tüm dinlerde, insanların benimsediği tüm inanış biçimlerinde ortak olan yanı, tüm ulusal ayrımları aşan, tüm ırkların, tüm bireylerin benimseyebileceği şeyi yakalamaya çalıştım bu kitapta.’
HERMANN HESSE
- Kitap: Siddhartha
- Orjinal İsim: Siddhartha
- Yazar: Hermann Hesse
- Sayfa Sayısı: 251
- Baskı Yılı: 1922
- Orjinal Dili: İngilizce
- Yayınevi: Can Yayınları
- Çevirmen: Kamuran Şipal
- Kardeş kitap önerileri : Bozkır Kurdu, Demien

YOLDA
Neal, Kerouac, diğerleri Kimi şair, kimi yazar, kimi serseri Bir avuç arkadaştılar Düzenden uzakta, başka bir hayatın peşinde Amerika’yı baştan başa katettiler Bazen tek başlarına, bazen bir arabaya tıkışıp dostlarıyla Bazen bir otostopçuyla Ya da âşık oldukları bir kadınla Yolda özgürlük vardı Yolda hayatın anlamı Yolda aşk vardı ve bazen sadece seks Yolda parasızlık, açlık vardı Bazen çözümsüzlük, kargaşa, kalleşlik Yolda bir arayış vardı, arayıp da bulamayış Yolda sorular vardı, çoğu cevapsız Ve yolda çoğu zaman masmavi bir gökyüzü Zümrüt yeşili çayırlar Ve sonsuz bir kızıllık vardı Yolda caz vardı, Cazın tanrıları ve ruhlara işleyen ritimler Onlar “beat kuşağı”ydılar Farklıydılar, özgürdüler, düzenin dışındaydılar Ve hep yoldaydılar…
Sonunda çıkıp yalnız başıma rıhtıma yürüdüm. Çamurlu kıyıya oturup Mississippi Nehri’ni incelemek istiyordum; bunun yerine bir tel örgüye burnuma dayayıp öyle bakmak zorunda kaldım nehre. İnsanları nehirlerinden ayırmaya başlarsanız ne kalır geriye? Bürokrasi…
- Kitap: Yolda
- Orjinal İsim: On The Road
- Yazar: Jack Kerouac
- Sayfa Sayısı: 496
- Baskı Yılı: 1957
- Orjinal Dili: İngilizce
- Yayınevi: Ayrıntı Yayınları
- Çevirmen: N. Can Kantarcı

BONUS: SİMYACI
”Bir şeyi gerçekten istersen..” demişti yaşlı adam ona, ”onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar.”
Simyacı, dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun üçüncü romanı. 1996 yılından bu yana Türkiye’de de çok okundu, çok sevildi, çok övüldü bu kitap. Bir büyük Doğu klasiği olan Mevlânâ’nın ünlü Mesnevî’sinde yer alan bir küçük öyküden yola çıkarak yazılan bu roman, yüreğinde çocukluğunun çırpınışlarını taşıyan okurlar için bir “klasik” yapıt haline geldi.
Simyacı, İspanya’dan kalkıp Mısır piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının öyküsü. Ama aynı zamanda bir “nasihatnâme”; “Yazgına nasıl egemen olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın?” gibi sorulara yanıt arayan bir yaşam ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın, dünyanın dört bir yanında bunca sevilmesinin gizi, kuşkusuz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.
Simyacı’yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp, güneşin doğuşunu izlemeye benziyor.
- Kitap: Simyacı
- Orjinal İsim: Alquimista
- Yazar: Paulo Coelho
- Sayfa Sayısı: 192
- Baskı Yılı: 1983
- Orjinal Dili: Portekizce
- Yayınevi: Can Yayınları
- Çevirmen: Özdemir İnce
- Kardeş kitap önerileri : Portobello Cadısı, Brida, Zahir, Işığın Savaşçısının El Kitabı

Sevgili dostlar, gezginler. Kitap önerilerimi okuduğunuz içi teşekkür ederim. Arasında okuduklarınız varsa aşağıdaki yorum kutusunu yorumlarınızı bırakırsanız çok sevinirim. Hepimizin Covid-19 virüsünden ötürü evde oturduğu bugünlerde ortak zevklerimiz üzerine sohbet etme imkanı bulmuş oluruz. 🙂

Yiğit Durdaşoğlu
Gezgin, Seyahat Organizatörü
1993 doğumlu, full time gezgin, mecburi girişimci. Lise yıllarımda yarı zamanlı organizasyon işlerinde çalışıyordum. Üniversiteye geçer geçmez de tam zamanlı olarak çalışmaya başladım. Yaklaşık 4 sene müşteriden müşteriye koşarken gözümün dışarda olduğunu farkettim. Vücudum yüksek tempolara alışık olduğu için gidip görmek istediğim yerlerde de işler yapma fikri aklımı çeldi ve sevgili dostum Hakan'la Keşfet101'i kurduk. Genç bir girişimci olarak hem geziyor hem de gezdiğim yerlere ekonomik turlar düzenleyerek gezginlerin hayallerini gerçekleştirmelerine yardımcı oluyorum.
KEŞFET101'İN POPÜLER SEYAHATLERİ
Malezya - Singapur Turu
Peru - Boilvya Turu
Meksika - Küba Turu
SAYFA HARİTASI
Çok güzel bir liste olmuş. Esirgeyen Gökyüzü ve Parfümün Dansı başucu kitaplarım. Listede onları görünce diğerlerini de okuma listeme aldım. Rusdie’nin 1 kitabını okumuştum ve yollardan biraz uzaktı. Bu listeden sonra kendisine 1 şans daha vereceğim.
Merhaba, Salman Rushdie olmadan olur mu hiç? 🙂 Keyifli okumalar.
Liste siz ve konseptinizle cok uyumlu, her gezginin hic tereddut etmeden okuyabilecegi guzel ortak bi algi yaratmissiniz, dusunulerek hazirlandigi belli.
Merhaba,
Çok teşekkür ederiz güzel yorumunuz için. Sevgiyle.
Çok okuyan mı çok gezen mi sorusuna cevap gibi bir liste olmuş. Hem okuyup hem gezerek keşfeden ve öğreten güzel ekip selam olsun 🥰
Merhaba Ayşe, çok teşekkürler. Çok özledik seni. Ayrıca senden de seyahatnameler ile ilgili bir yazı isteriz. :)) Dikkat et kendine çok özletme artık.
Muhteşem bir liste. Zamanda yolculuk yaptırdı.
Çok teşekkür ederim Mustafa, beğenmene sevindim. Bu listeye eklenebilecek, bana öğrenebileceğin bir kitap var mı?:)
Bir kitap kurdu ve gezme sevdalisi olarak listede birkac tane okumadigim kitap var Ilk firsatta alip okuyor olacagim Harika liste ve turlar icin tesekkurler.
Biz teşekkür ederiz Hatice Hanım ilginiz için. 🙂 BU listeye eklenebilecek kitap öneriniz varsa mutlaka yazın ben de okuyayım. 🙂
Çok güzel bir liste. Okumadığım kitaplar var. En kısa zamanda alıp okuyacağım ve en kısa zamanda takip ettiğim bu güzel turla gezmek istiyorum. Lütfen bit korona 🙈😄
Merhaba Zeynep, evet en kısa zamanda bitmesi umuduyla. Kitaplarda bahsi geçen yerlere ayak basınca daha bir anlamlı oluyor bu arada. 🙂 Bu kitaplardaki hikayelerin bir çoğu da bizim aşina olduğumuz coğrafyalarda geçiyor. Şimdiden keyifli okumalar. 🙂