HİNDİSTAN: TANRILAR ÜLKESİ

Hinduzim sonsuzdur. Başlangıcı da yoktur. Sürekli dönüşüm ve değişim halindedir. Tek bir kaynaktan doğmamış, zaman içinde büyüyerek, gelişerek günümüze ulaşmıştır. Hikayeleri, masalları, tarihi karakterleri, doğal afetleri, savaşları ve barışları… Her şeyi içine alarak büyümüş ve büyümüştür.

Zamanla bazı tanrılar popüler olur. Bazıları unutulur ama yok olmaz. İnsanların ona ihtiyaç duyacağı zamanı bekler.

KAÇ HİNT TANRISI VAR?

En çok merak edilen sorulardan bir tanesi. Hinduların kaç tane tanrısı var? Zaman zaman önce bir öğrenci gurusuna sormuş: 

  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 3 milyon!
  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 3 yüz bin!
  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 3 bin!
  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 300!
  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 3!
  • Efendim gerçekten kaç tanrı var ?
  • 1 tanrı var evlat. Gerçekte sadece bir tane var.

Hinduzim’de asıl olan tekliktir, birliktir.

Heykeli dikilmiş, t – shirtlere resimleri basılmış binlerce tanrı görünse de Hinduzim’in özünde tek bir tanrı vardır. O da kadir’i mutlak, başlangıçsız ve sonsuz olandır. Yaratım gücü ve yaratılışın ta kendisidir.

HİNDUİZM’DE 3 ANA TANRI

Hinduzimde bilmemiz gereken 3 temel Tanrı vardır.Bu üçlemeye “Trimuti” de derler.

  • Brahma Yaratıcı Tanrı
  • Vishnu Koruyucu Tanrı
  • Shiva  Yıkıcı  Tanrı

Hinduizimde bu tanrıların eşleride önemlidir. Bilinir ve sevilirler.

  • Sarasvati Brahma’nın eşi
  • Lakşimi Vişnu’nun eşi
  • Parvati Şiva’nın eşi

Bu yazımızda Hindistan’a gittiğinizde günlük hayatta karşılaşacağınız tanrıları okuyacaksınız.  Her bir tanrıyı üç ana başlıkta inceleyeceğiz. Hint tanrılarının hikayeleri, Hint tanrılarının sembolize ettikleri fikirler ve Hint tanrılarına günlük hayattaki yaklaşımlar.

BRAHMA

 Brahma Hinduizm’in yaratıcı tanrısıdır. Hindu Tanrılarından Şiva ve Vişnu ile birlikte Trimurti’yi yani Hindu tanrı üçlemesini oluşturur.

Brahma, yaratım sürecine “Om” (Aum) sözüyle (sesiyle) başlamıştır ve bu ses insanda, tanrılarda, dünyada her zaman yankılanmaktadır.

Brahma yüce bir tanrıdır zamandan ve mekandan münezzehtir. O zamanın da efendisidir. Vedalara göre Brahma’nın bir günü 4320 milyon İnsan gününe eşittir. Eşi, öğrenmenin bilgeliğin sanatın tanrısı olan Saraswatidir. Ne ilginçtir ki Hindistan’da yaratıcı tanrıya, Brahma’ya, tapınım hiç popüler değildir. Tüm Hindistan’da sadece Phuskar’da ona adanmış bir tapınak vardır. Yani Hindistan’a gidip yaratıcı tanrıya ait bir figür görmeden dönerseniz sakın şaşırmayın bu sizin suçunuz değil.

Daha iyi anlaşılması için küçük bir parantez açıyorum. Hindistan’da başlangıcın bir önemi yoktur çünkü asıl amacın içinde buluduğun doğum – ölüm zincirinden yani Samsara’dan kurtulmaktır. 

HİNDUZİM’DE ZAMAN KAVRAMI

Hinduların zaman anlayışları çember şeklindedir. Semavi dinlerdeki gibi (Tanrı dünyayı yarattı, tanrı dünyayı yokketti!) dümdüz bir çizgi halinde ilerlemez. Bundan dolayı kimin ne zaman ne için evreni yaratığının bir önemi yoktur bir Hintli için. Onun amacı bu kısır döngüden bir an önce kurtulup özgürlüğe (Mokşa’ya) erişmektir. Brahma tapınımın özgürleşme yolunda hiç bir faydası olmaz. 

HİNT TANRISI BRAHMA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Brahma dört ayrı tarafa bakan dört yüzlü, dört kollu ve kırmızı elbiselerle bir lotus çiceğin içinde otururken tasvir edilir. Kuzey Hindistan’da genellikle Beyaz sakallı olarak olarak karşımıza çıkar. Brahma diğer Hindu tanrılarıdan aksine silah taşımaz. Brahma bilginin ve yaratımın sembolüdür.

Dört elinden birinde kutsal vedaları temsil eden bir kitap, ikinci elinde ellerinde evrenin kaynağını simgeleyen su kabı üçüncü elinde Brahma’ya ait hikayelerde karışımıza çıkan lotus çiçeğini tutar ve  dördüncü elinde ise “Aksamálá” denilen zamanın akışını simgeleyen tespih vardır.

GÜNLÜK HAYATTA BRAHMA

Yukarıdaki satırlarda bahsettiğim gibi Hindistan’da Brahma’ya adanmış sadece bir tane tapınak vardır. Günlük hayatta Brahma’ya ait bir figür bulmak pek olası değildir insanların evinde iş yerlerinde tapınaklarda farklı Hindu tanrıları vardır fakat Brahma yoktur. Brahma’ya adanmış sadece iki tane festival var. Bunlar Kartik Purnima, Srivari Brahmotsavam. Bu festivallerde Diwali ve Holi festivali gibi büyük değillerdir. Brahma’nın bir ait tapınağın olmamasını tabii Hindular anlattığım şekilde betimlemezler durumu daha güzel bir hikaye ile açıklarlar:

Brahma, Vajranabh  adlı bir şeytan ile savaşır ve onu yener. Sonrasında ise bir canlıyı öldürdüğü için temizlenmesi gerekir ve yajna  adlı bir ibadet yapmalıdır. Bunun için bir kadın ile birlikte olması gerekmektedir ve Saraswati orada değildir. Oda cevrede bulunan Gujratlı güzel bir kızı seçer ve onunla birlikte olur. Saraswati geri döndüğünde bunu öğrenir ve çok sinirlenir. Brahma’yı lanetler ona bundan böyle dünyanın hiç bir yerinde tapılmayacak yalnızca Phuskar’da bir küçük tapınağı olacaktır. Hatta bununla kalmayıp Brahman’nın tapınağını gören bir tepeye de denetlemek için kendi tapınağını yaptırır. İşte o günden beri Brahma’ya Hindular tapmazlar.

VİŞNU

 Vişnu, üç büyük Hint tanrıları arasında koruyucu tanrıdır. Var olan düzeni sürdürme görevini üstlenir. Dünya’ya farklı farklı biçimlerde (Avatarlar) gelerek dünyayı kötülüklerden korumuş ve düzeni idame ettirmiştir. Yani Vişnu, toplumun düzeni bozulduğunda, şeytan krallar ortaya çıktığında dünyanın dengesi bozulduğunda ortaya çıkar ve düzeni korur.

Vişnu’nun müritleri onun defalarca dünyaya geldiğine inanırlar fakat 10 reenkarnasyonu özellikle dikkat çeker. Bunlar:  Matsya, Kurna, Varaha, Narasimha, Vamana, Parashurama, Rama, Krishna, Buddha, Kalki.

Saydığım ilk dokuz avatar dünyaya gelmiş ve düzeni tekrar getirmiştir fakat onuncu avatar Kalki henüz dünyaya gelmemiştir. Dünyadaki mevcut dönemin bitmesi ile beyaz bir at ile gelecek tüm kötülükleri yok edeceği ve ve nizamı tekrardan sağlayacağı söylenir.

VİŞNU’NUN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Hint Tanrılarınından Lord Vişnu mavi renklidir. Genellikle dört ya da daha fazla kollu olarak tasvir edilir.

  • Sağ alt elinde çark silahı – Evrensel döngüyü yaratılış ve yok ediş sürecini temsil eder Vişnu bu sürecin tam ortasındadır.
  • Sol alt elinde Nilüfer çiçeği.
  • Sol yukarıdaki elinde deniz kabuğu – Şiva’nın davulundaki gibi AUM sesini sembolize eder.
  • Sağ yukarıdaki elinde gürz -otorite ve güç- tutuyor olarak görebilirsiniz.

Tabii bu figürlerin her birinin bir hikayesi olduğunu unutmayalım.  Genellikle sarı renkli bir pantolon giyer.

 Vişnu’nun hemen arkasından 5 kafalı bir yılana yaslanırkenki tasvirini görmenizde mümkündür. Bu yılanın adı Shesha’dır.  Shesha’nın evrenin tüm gezegenlerini sırtında taşıdığı ve bunu yaparken Lord Vişnu’ya onu övecek şarklılar söyleyerek dua eder. Ek olarak  “genellikle” dememin sebebi ise kesin ve net bir kurallar çerçevesinde bu  idoller oluşturulmuyor birbirinden farklı iki Vişnu heykeli görebilmeniz mümkün.

Binek hayvanı yarı insan yarı kartal ve tüm kuşların efendisi olan Garuna’dır. Genellikle omuzlarında Vişnu’yu taşırken resmedilir. Dharma’yı (Düzeni) korumak için Vişnu’nun çeşitli avatarlarına yardım eder. Son olarak Karısı sonraki satırlarda bahsedeceğimiz zenginlik tanrısı Lakşimi’dir.

RAMAYANA, RAMA, MAHABRATA, KRİSHNA, NARASİMHA…

Vişnu diğer hint tanrıları gibi farklı isimlerle duyabilirsiniz: Vasudeva, Lord Vishnu, Narayan…  Şiva gibi binlerce farklı ismi vardır. Vişnu’yu sadece Vişnu olarak ararsanız bulacağınız tapınak ve idol sayısı gerçekte olduğunun yarısı kadar bile kalmayacaktır. Çünkü Vişnu Ramayana destanında ki Rama’dır, Mahabrata destanındaki Krishna’dır. Holi festivalinin efsanesindeki Narasimha. Hatta ISKCON (Uluslararası Krishna Bilinci Derneği) Krishna Vişnu’nun yeniden bedenlenişidir. Günlük hayatta farklı formları ile karşılaşabilirsiniz her birinin hikayesi farklıdır. Her biri için farklı tanrılar diyebiliriz ayrı tapınakları ayrı takipçileri vardır. Fakat aynı zamanda Vişnu’nun yeniden bedenlenişi olduğunu aklınızda tutun. Vişnu’nun toplumdaki etkisi ve doğru yola yönlendirmesi diğer tanrılara çok daha aktif rol almıştır. İyiliğin, güzelliğin doğru insan olmanın yollarını insanlığa her avatarında öğretmeye çalışmıştır.

HİNDİSTAN SEYAHATLETİMİZ

Getttolardan saraylara, tapınaklardan çöllere… Çantanı hazırla, keşfetmeye gidiyoruz. Backpacker  Hindistan seyahatleri, butik Hindistan turları, lüks Hindistan turları… Her bütçeye uygun zengin içerikli programlar…

ŞİVA

 Büyük Hint tanrıları üçlüsünün bir üyesi olan Şiva “kutlu” anlamına gelir.Yok edici bir tanrı olarak bilinmesine rağmen büyük bir yaratıcı gününde somut halidir.

Şiva’nın yıkıcılığı kesinlikle negatif bir anlamda değildir. Yıkım olmalıdır ki yeni bir başlangıç yapılabilsin.

Daha detaylı açıklamak gerekirse zaman anlayışının bir döngü halinde olduğunu söylemiştik bundan dolayı yıkım bir son değildir. Yıkım yeni bir başlangıçtır. Bu şekliyle Şiva  zıtların birlikteliğini temsil eder diyebiliriz. Karakterinin karmaşıklığını 1008 isminede yansımıştır.  İsimleri arasında Mahadeva’dan ( En yüce tanrı) , Kaala ( Ölüm) e kadar bir çok ismi kendinde barındırır.

Şiva doğumu ise mistiktir ve kendinden var olmuştur. Hikayeye göre Vişnu ve Brahma kimin daha üstün bir tanrı olacağı hakkında tartışırken bir anda tam ortalarından erkeklik organi şeklinde devasa bir ateş sütunu yükselir. Vishnu bir domuza dönüşerek köklerini aramaya gider Brahma’da bir kaza dönüşerek gök yüzünü araştırır. Tam o sırada sutunda bir yarık açılır ve içinden Şiva çıkar. İkiside Şiva’nın gücünü tanır ve Hindu Tanrıları arasındaki yerini belirler.

ŞİVA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

 Şiva mavi renklidir ve heybetli bir tanrıdır. Şiva’nın 2 gözü arasında üçüncü bir gözü vardır. Alnımızda bulunan çakranın tam üstündedir.   2 gözü güneşi ve ayı temsil eder. Herhangi bir şeyi yok edeceği zaman 3. gözünü açar ve kötü olan herşeyi yok etme gücü olur. Bazen 4 kollu bazen ise 2 kollu olarak tasvir edilir. Boynunda her zaman bir yılan dolamıştır.  Şiva’nın iki adet silahı vardır biri trident Şiva’nın üçlü mızrağı, üç çatalı kozmozun üç ilkesini temsil eder: Durağanlık, saflık ve enerji. Ayrıca cehaleti de yok ettiğine inanılır.

Şiva’nın diğer silahı ise yaydır tridente göre daha az görülür tek oku ile şeytanların yönettiği 3 kaleyi yok ettiği hikayeyi imgelemek için kullanılır. Genellikle Şiva’nın figürlerinde küçük bir davulda bulunur, yaradılışı ve yok oluşun sesi olan AUM sesine atıfta bulunur. Elinde veya boynunda bir tesbih bulunur bunlar ise Şiva’nın göz yaşlarından oluştuğuna inanılan Rudraksha boncuklarıdır. Inanlar tarafından dua boncuğu olarakda kullanılır. Şiva’yı genellikle yoga pozisyonunda otururken görürsünüz bu meditasonu ve dinginliğini simgeler.

Nataraja (Dansın Efendisi)

Şiva ile hemen aşağıda gördüğünüz resimdeki haliyle de karşılaşabilirsiniz. Şiva’nın gazabının ne kadar heybetli olduğunu bu imgede görürüz. 1001 isminden biri olan Nataraja  (dansın efendisi) bu imge için adanmıştır .  Çember ateşten bir haleyi simgeler ve bu ateşten halenin içerisinde çılgıncasına dans ederek çevresindekileri yok eder. 

Bu dansın hikayesi kısaca şöyledir: Şiva Brahma’nın kafalarından bir tanesini kendisine saygısızlık yaptığı için kesimiştir. Bunun üzerine Daksha ( Brahma’nın oğlu) ona karşı bir düşmanlığı vardır. Tüm Hint tanrılarının çağırıldığı bir seramoniye sadece Şiva davet edilmemiştir. Bunu gören Şiva’nın eşi Sati bu saygısızlığa tahamül edemez ve kendini ateşe atar. Bunu hisseden Şiva hemen seramoninin yapıldığı yere gider öfkesini kontrol edemez ve ölümcül dansına başlar. Dünyayı yok etmeye başlayan Şiva Vişnu tarafından durdurulur. Fakat Karısı Sati ölmüştür fakat bir süre sonra Parvati olarak dünyaya gelmiştir.

GÜNLÜK HAYATTA ŞİVA

  Brahma’nın aksine Şiva’yı günlük hayatta çok fazla yerde görürsünüz. Neredeyse tüm tapınaklarda Şiva’ya adanmış küçükte olsa bir sembol bulmak mümkündür.   Şiva’ya adanmış bir çok festival bulunmaktadır.  Maha Shivaratri, Karthik Poornima, Arudra Darshanam festivallerden bazılarıdır.

 

SARASVATİ

Sarasvati yukarıda bahsettiğimiz üç büyük Hint tanrılarından Brahma’nın eşidir. Bundan dolayı Sarasvati’ye “Brahmi” de denir.

Bilgelik, müzik, sanat ve eğitim tanrısıdır. Sanskrit dilinin mucidi olarak kabul edilmektedir. İsminin anlamı Sara “ esas öz “ demektir “Sva” ise benlik demektir.

 Ayrıca Sarasvati’nin kelime anlamı daha eski metinlerde “bol su içerisinde” olarakta bir çevirisi ile karşılanmak mümkündür . Bunun sebebi Hinduizm’in eski dönemlerinde nehir tanrısı olarakta görülmesidir. Bu özelliiğinden dolayı arındırıcı besleyici özü ile ön plana çıkar

 

SARASVATİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRİFİSİ

Sarasvati genellikle beyaz bir lotus çiçeğinin içerisinde bembeyaz kıyafetleriyle oturan çok güzel bir kadın olarak tasvir edilir.  Lotus çiçeği yerine beyaz bir kuğya binerken görülebilir. 4 elle tasvir edilir ve her bir elinde sembolik olarak anlamı olan şeyler tutmaktadır bunlar: pustaka ( kitap), mālā (tespih), su kasesi, Müzik aleti (Vina).

  • Puskata, kitap öğrenmenin bilginin kaynağı  olan vedaları sembolize ediyor.
  • Mala yani tespih içsel ve ruhsal yolculuğu temsil ediyor.
  • Su kasesi doğruyu yanlıştan temizi kirliden ayıran saflaştırıcı gücü temsil eder.
  • Son olarak elindeki müzik enstrümanı, Vina, Sarasvati ile özdeşleşmiştir, tüm yaratcılığı sanatı ve bilimi temsil eder ve Sarasvati’nin Vina’yı tutuşu ise bilginin yayılmasının uyumu yaratacağını gösterir.

Binek hayvanı ise kuğdur.

GÜNLÜK HAYATTA SARASVATİ

Sarasvati’yi öğrenim gören bireylerin olduğu evlerde okullarda yada sanat studyolarında ,yani sanat ve eğitimin olduğu her yerde görebilirisiniz. Hint okullarında bir idolu  bulunmaktadır ve genellikle sabahları öğrenciler Saraswati’ye dua ederek derslere başlarlar. Bir örnek olarak Hintli bir ailenin evinde kalırken  evdeki çocuk her seferinde ders çalışmadan önce tütsü ile Sarasvati’yi kutsar ve hatta bir idolunu önüne koyar ve ders çalışır. Ayrıca Saraswati figürünü bazı budist tapınaklardada rastlayabilirsiniz. 2 adet önemli festival ona adanmıştır bunlar: Vasant Panchami ve Navratri festivalinin 7. Günü ona adanmıştır.

PARVATİ

Parvati, Saravati ve Lakşimi ile Hindu tanrıça üçlemesi olan Tridevi yi oluştururlar.

Doğum, sevgi, bereket ve  evlilik ile alakalı konularla özdeşleşmir bir tanrıdır. Hinduizmin ana tanrıçası bile diyebiliriz.

Parvati dağların Kralı olan Himavan’ın kızıdır. Isminin anlamıda Sanskritçede  “Dağların Kızı”dır. Parvati Hindu tanrılarından Şiva’nın eşidir ve bazıları tarafından “Sati” ( Şiva’nın ilk kendini ateşe atan eşi) yeniden bedenlenmiş hali olduğuna inanılır.Bu hareketi Şiva’ya olan sadaketinden ve bağlılığından dolayıdır ki kendisi evlilik ve bağlılık ile özdeşleşmiştir.  Parvati Hint tanrılarından olan Lord Ganeja’nın ve Kartikeya annesidir. Özellikle  aşağıdaki satırlardada bahsedeceğim Ganeja Hinduizimde en “popüler” tanrılardan birisidir.

PARVATİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Parvati’yi kırmızı sarisinin içerisinde güzel alımlı bir kadın olarak tasvir edilir. Eğer Şiva’nın yani eşinin yanındaysa 2  kollu olarak fakat tek başına ise dört sekiz hatta on kollu olarakta tasvir edilebilir. Ellerinde deniz kabugu, ok, kılıç, nilüfer çiceği, mızrak, savaş baltası, topuz  gibi nesneler tutar.Her bir nesne yüzden fazla olan reenkarnasyonları ile ilişkilidirYeniden bedenlenmelerinden bazıları Kali, Durga, Mahakali, Tara öfkeli  hallerine örnek olabilir. Her birine ayrı bir tanrıça olarak tapılır.Cocukları ile birlikte çok fazla idolde görülür. Şiva ve çocukları ile bir aile portresi şeklindede resmedilir. Binek hayvanı bir inek kaplan yada aslan olabilir.

Kısaca Parvati’yi cesaretin özgürlüğün ailenin bir sembolu olarak görebiliriz. Bir insan olarak dünyaya gelmiş ve tanrılar katına yükselmiştir ve farklı reenkarnasyonları ile insanlığa hizmet etmiş insanlığı şeytanlardan koruyan yüce bir tanrıçada olmuş aynı zamanda Annapurna hikayesindeki gibi insanlığın zor zamanlarında onları besleyen kucak acan bir tanrı olmuştur.

GÜNLÜK HAYATTA PARVATİ 

Parvati günlük hayatta Şiva kadar olmasada çok önemli bir yere sahiptir. Panchayatana puja denilen bir törendeki dört ana tanrıdan birisidir. Şiva Vişnu Surya Parvati ve dua eden kişinin seçtiği kendini adadığı beşinci bir tanrıya dua edilir. Bu durum onu önemli tanrıların arasında bulunduğunun işaretidir. Parvati aile ile ilişkilendirildiği için evlerde genelde bir idolu bulunur. Genelde Şiva ile birlikte evin tapınak köşesine konur. Parvati’yi başka formlarda da görmeniz mükündür.Özellikle Kali ve Durga  Parvati’nin yeniden bedenlenmeleridir. Hindistan’nın geniş bir kısmında Parvati yerine Kali ve Durga’ya adanmış tapınaklar vardır. Parvati adına kutlanan festivaller Navaratri, Bathukamma, Durga Puja, Gauri Puja, Atla Tadde, Vijayadashami, Divali, Teej,Thiruvathira,Gowri Habba’dir

LAKŞİMİ

 Hindu tanrıları arasında Lakşimi kendine en özel yerlerden birini edinmiştir.

O maddi ve manevi zenginliğin talihin ve refahın tanrısıdır.

Lakşimi kelimesin kökü Sanskritçede  lakṣ (लक्ष्) veya lakṣa (लक्ष) yani  bilmek, anlamak, amaç anlamlarına gelmektedir.Diğer bir kelime kökü olan “lakṣaṇa”  sanslı fırsat anlamındadır. Eşi Vişnu’dur. Vişnu her yeni bedende dünyaya indiğinde Lakşimi’de Vişnu’nun eşi olarak dünyada bedenlenmiştir ve insanlara yardım etmiştir. ( Bu durumu yin yang gibi düşünebilirsiniz Hinduzimde Shaktism adlı bir gelenek vardır dişil ve eril olmak üzere iki enerji birbirini tamamler ve mükemmeliği oluşturur bu durumu tüm tanrı ve eşlerinde görebilirsiniz.) Vişnu Rama olarak insanlığa hizmet ettiğinde Laksimi Sita olarak Vişnu  Krişna olarak dünyaya indiğinde Ratha olarak, Vişnu Parashurama olduğunda Lakşimi Dharini, olarak dünyaya gelmiştir.

LAKŞİMİ’NİN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Lakşimi bir lotus çiceğinin üstüne oturan güzel bir kadın olarak tasvir edilir. Eşi Vişnu ile resmedilmediği zamanlarda genellikle dört kolludur. Dört eli Hinduizminde iyi olduğu düşünülen insanlığın 4 amacını temsil eder bunlar:

  • Moksha ( Aydınlanma özgürlük)
  • Kama ( duygusal olarak tatmin)
  • Artha ( Zenginlik ve hayatın anlamı)
  • Dharma (Erdem)’dir.

Lakşimi’yi genellikle bir lotus çiceğinde otururken görürüz ve zenginliğin ve bereketin sembolu olarak ellerinden birinden ya altın paralar yada bal dökülür. Bunu sadece maddesel bir zenginlik olarak değil manevi zenginliğinde kaynağı olarak yorumlamalıyız. Yine zenginliğin bir sembolü olarak bir hemen arkasında veya önünde iki  / dört fil ile resmedilir. Ellerinden en az birinde bir lotus ciceği bulunur Hinduizmde kutsal bir çiçektir. Anlamı ise: Lotus çiçeğinin hem kirli sularda hemde temiz sularda yetişir. Nerede yetişirse yetişsin lotus sadece ve sadece kendisi olduğu için mekandan çevresinden münezzeh bir şekilde çok güzeldir. Insanında aynı bir Lotus çiçeği gibi çevresinden bağımsız olarak güzel ve doğru olmasını öğütlenmektedir.

Binek hayvanı beyaz baykuş yada fil’dir.

GÜNLÜK HAYATTA LAKŞİMİ

Lakşimi Hint tanrıları arasında insanların günlük hayatında faydalı bir tanrıdır. Zenginlik herkesin istediği arzuladığı birşeydir.Bundan dolayı tüm dükkanlarda iş yerlerinde bereket ve bolluk getirmesi için Lakşimi idolu bulunur. Güne başlarken ona adaklar sunulur ve bereket beklenir. Lakşimi’yi Ratha Sita olarakta görebilirsiniz ama diğer tanrıların aksine yeniden bedenlenmelerinden çok kendisi popüler bir tanrıdır. Ayrıca Diwali bayramında Lakşimi’ye dua edilir. Diwali’nin ikinci ve üçüncü günü ellerinde şeker kamışı çubukları tutan insanları sokaklarda görürsünüz. Bunun sebebi Divali’nin üçüncü akşamı evlerinde yapacakları puja( dua) da Lakşimi’ye sunabilmek onun binek hayvanı olan fil şeker kamışına bayılır ve bu sunu ile onun gönlü alınmış olur. Evde yapılan duadan sonra herkes vakit kaybetmeden iş yerlerine gider ve orada da Lakşimi’ye dua edilir ve işlerini kazançlarını kutsaması istenir.

DURGA

Durga ( ulaşılmaz, yenilmez ) adıyla bilinen Hindu savaş tanrısıdır.

Görünüşü ve karakteri tam bir savaşçı ve yok edici olsada bir çok yönüyle merhametli bir tanrıdır düşmanları masumlar değil Evrenin düzenini bozmaya çalışan şeytanlar veya insanlardır.

Parvati’nin yeniden bedenlenmiş halidir. Fakat Durga’ya ayrıca tapılır ve tapınaklar yapılır. Hatta yazın gittiğimiz 20 günlük seyahatlerde Bikaner’de bulunan Fare tapınağı Durga’ya adanmıştır onu her seferinde şok içerisinde ziyaret ederiz.

Peki bu yıkıcı güç nereden çıkmıştır tabiki bununda arkasında bir hikaye vardır. Manishasura adlı bir şeytan yıllar boyunca Brahma için bir ağacin altında oruç tutar ve onun adına dua eder. Duaları ve yakarışları öylesine yücelmiştir ki Brahma’ya kadar ulaşır. Bu uzun ve kusursuz dua karşısında Brahma kuluna bir ödül vermek ister ve ona sorar benden ne dilersin diye. Manishasura da ölümsüz olmayı diler. Bu isteği Brahma tarafından kabul edilmez. Oda yalnızca bir kadın eliyle öldürülmek istediğini söyler ve Brahma bu isteğini kabul eder.  Bu kutsamayı alan Manishasura tanrılara saldırır.Tanrılar onu alt edemezler Indra bir kadın Hindu Tanrıçası  olarak karşı saldırıya geçer fakat oda yenilmiştir. En sonunda Hindu tanrılarından Brahma Vişnu ve Şiva bir araya gelir ve ilahi enerjilerini yoğunlaştırarak Tanrıça Durga’yı dişi yıkıcı bir güç olarak yaratırlar.Hindu tanrıları Durga’ya özel silahlar verirler ve bir aslana bindirdiler. Uzun bir savaşın ardından mızrağı ile şeytanı alt etmiştır. Mahishasura bir kadın tarafından öldürülmüştür. İşte bu zamandan beri Durga dünya’ya hizmet etmektedir.

DURGA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Güzel ve kırmızı bir sari giymiş bir kadın olarak tasvir edilir. Sarisinin kırmızı olması Parvat’nin yeniden bedenlenmiş hali olması ile ilişkilidir. Bir kaplan’a ( bazen aslanda olabilir) binmiştir. Kendisine üç büyük hindu tanrıları tarafından bahşedilen kaplandır. Durga’nın büyük bir yıkıcı güce sahip olduğunu ve üç büyük hindu tanrısı tarafından yaratıldığını söylemiştik. Ikonlarda her bir tanrının özelliğini silahını Durga’nın elinde görmemiz mümkün. Bunlar: Şiva’nın tridenti, Indra’nınn yıldırım silahı,Vişnu nun diski bir elinde ise Brahma’ya ait olan lotus çiçeği bulunur.Bunların dışında diğer ellerinde kalkan, gürz, deniz kabuğu, ok, yay tutmaktadır. Adına düzenlenen festivaller: Durga Puja, Durga Ashtami, Navratri, Vijayadashami.

GÜNLÜK HAYATTA DURGA 

Durga daha önceki saydığımız tanrılar kadar popüler olmasada bu Durga ile defaatle karşılacaksınız. Insanlar güç dilemek ve başarı kazanmak için ona dua ederler. Eski dönemlerde Rajaların ( lokal kralların) en önemli tanrılarından biri durumundaydı. Çünkü savaş tanrısıdır.Bir savaştan önce Durga’nın duasını almak bir savaşta en çok ihtiyaç duyulacak şeydir.

GANEŞA

Ganeşa, Fil kafalı Hint tanrısı, Hinduizim’deki en çok saygı  duyulan en tanınmış tanrı figürlerinden biridir. Ganesha, Ganapataye,Ganapati yada Lord Ganeş olarakta bilinir.Hatta o kadar pupülerdir ki Hinduizm’in “AUM” u  yani başlangıcı derler.  Eğer ki Hindu olmak isterseniz ilk ondan kutsama almanız gerekmektedir.

Lord Ganeşa başlangıçların ve iyi şansın tanrısıdır. Kişinin hayatında yaşayacağı olayları kontrol  edebilir çünkü o Ganapati’dir yani “gana” ların (yarı ilahi ve ilahi olmayan varlıkların) efendisidir.

  Bundan dolayı insanlar dileklerini ona iletebilirler.Hindular bir işe başlarken “Şri Ganeşa Nama”  derler yani “Ganeşa’nın adıyla” . Hinduların tüm hayatına etki eden bu Hindu tanrısı Pravati’nin ve Şiva’nın ilk oğullarıdır. Yaratılışı için bir kaç farklı hikaye vardır. Fakat en popülerini sizlerle paylaşayım:

Parvati bir gün eşi Şiva uzaklardayken çamur ile çok güzel şirin bir çocuk heykeli yapıyor. Sonrasında heykele tüm sevgisi ile hayat veriyor. Tüm bu kirli işlerden sonra banyo yapmak ister fakat onu koruyacak kimse yoktur.  Oda küçük Ganeşa’ya evin hemen dışında durmasını ve kim olursa olsun içeri almamasını söyler. Küçük Ganeşa görevini yerine getirmek için hevesle yerini alır.Bir süre sonra karşıdan mavi güçlü heybetli bir adam ( Şiva) görünür ve içeri girmek ister. Ganeşa ise annesine verdiği sözü yerine getirmek için içeri girmesine izin vermez ve Şiva onun kafasını uçurur. Gürülüyü duyan Parvati dışarı çıkar ve gördüğü manzara karşısında çok üzülmüştür. Bunu gören Şiva hemen ormana koşar ilk gördüğü canlının kafasını keser ve çocuğuna takar ve ikiside Ganeşa’yı kutsarlar. O zamandan beri Lord Ganeşa fil kafalı bir Hint tanrısıdır.

GANEŞA’NIN SEMBOLİZMİ VE İKONOGRAFİSİ

Ganeşa, göbekli fil kafalı ve 4 kollu olarak tasvir edilir. Ayrıca tasvirlerinde hemen yanında küçük bir farede resmedilir. Bu farenin ego ve cehaleti temsil eder bilginin ve irfanın temsilcisi Ganeşa’nın karşısında hem çok küçüktür hemde bazı resimlerde Ganeşa fareye binerken tasvir edilir burada ego nun kendi kontrolunde olması gerektiğine bir atıfta bulunur. Ganeşa’nın büyük kulakları insanların düm dualarını duyabildiğinin bir simgesidir. Kafasının büyüklüğü ise bilgi ve irfanı temsil eder. Ayrıca dikkati bakarsanız bir dişinin kırık olduğunu görürsünüz. Bunun sebebi Mahabrata Destanını yazarken kalemi bozulur oda yazmaya ara veremediği için  bir dişini kırar ve yazmaya devam eder. Bundan dolayı bir dişi kırıktır. Alnının ortasındaki Trishula, Ganeşa’nın zamanın efendisi olduğunu ifade eder.  Oturuşunun ve hortumunun şekli AUM hecesinin Hintçe’deki yazılışını temsil eder. Ellerinde balta, lotus çiceği,deniz kabuğu, disk, ip, ve bir tabak dolusu tatlı topları tutar (neden kocaman bir göbeği olduğu anlaşılabilir) .

GÜNLÜK HAYATTA GANEŞA 

Ganeşa Hindu Tanrıları arasında gündelik hayatta en çok karşılacağınız tanrıdır. İnsanlarla iç içedir. Her yerde heykelleri resimleri bulunur. Taksiye / Rikşa’ya bindiğinizde dikiz aynasının hemen altında, evlerin iş yerlerinin kapıların girişinde içinde yada herhangi bir sokakta Ganeşa’ya ait bir idol resim ve heykel bulunur. O başlangıçların tanrısıdır engelleri kaldırandır. Açıkçasını çok sempatik bir görüntüsüde vardır bundan dolayı insanların onunla çok daha yakın bir bağ kurması ve tüm dileklerini ondan istemeleri şaşırtıcı değildir.Başlangıçların tanrısı olduğunu söylemiştik bunu günlük hayatta görmek mümkündür. Örneğin evlendiğinizde ilk ona gider dua edersiniz yada bir araba aldınız yada ev aldınız ilk olarak onun adına adakta bulunursunuz ve onun bir idolu ile eviniz arabanızı kutsarsınız.

Hakan Çalışkan

Hakan Çalışkan

Tarihçi - Yerleşim Arkeoloğu, Keşfet101 Yönetici Ortak

1992 Doğumlu. Odtü Tarih ve Yerleşim Arkeolojisi mezunu. Üniversite yıllarında organize etmeye başladığı yurtiçi seyahatlerden kazandığı deneyimi çok iyi bildiği Hindistan'a backpacker tarzda seyahatler organize ederek pekiştirdi. Sonra bu bilgi ve deneyimler Keşfet101'in ilk adımlarını oluşturdu. Şimdi Keşfet101 yıl içinde binlerce gezgini yollara düşüren bir seyahat acentası. 🙂

Facebook'ta arkadaş ol

İnstagram'dan ekle

KEŞFET101'İN POPÜLER SEYAHATLERİ

Keşfet101, medeniyetin filizlendiği topraklara 10 – 15 kişilik gruplarla seyahatler organize eder. Doğası gereği yorucu, eğlenceli, ilim ve sanat dolu programları, aktivitelerle birleştirerek gezdirir.

Malezya - Singapur Turu

Peru - Boilvya Turu

Meksika - Küba Turu

SAYFA HARİTASI