İSKOÇYA'DA GEZİLECEK YERLER

Yeşilin en güzel tonlarına hoş geldiniz ! İskoçya, hala Ortaçağın ruhunu canlı tutan, kara veba ve cadıların izlerini takip edebileceğiniz, kuzeyine çıktığınızda ise Highlands’de devler ve perilerin hikayelerini duyabileceğiniz Büyük Britanya’da, Birleşik Krallık’a bağlı dört ülkeden biri.

İskoçya Tarihi

İskoçya’nın tarihinin kökleri oldukça eskilere, ataları da Keltlere dayanmaktadır. Kelt kabilelerinin içerisinden olan Albalar Britanya’nın kuzeyine gelmiş ve soğuk iklime rağmen geniş topraklara yayılan bir medeniyet kurmuşlardır. İskoçların tarihi başından bu yana bağımsızlık mücadelesi ile geçmiş diyebiliriz. Saksonlar, Vikingler, Romalılar gibi çeşitli işgal kuvvetlerine karşı direnmişler, soykırımlarla yüzleşmiş ve en sonunda da yüzyıllarca sürecek olan İngilizlere karşı bir direniş sürdürmüşlerdir. Birleşik Krallık, İskoçya, İrlanda, Galler ve İngiltere ayrı ayrı kafalarda soru yaratabiliyor; kısaca o bölgenin tarihine bir göz atalım.

İskoçya tarihi denince akla gelen en önemli tarihi figür tabi ki William Wallace ! Herkesin bildiği gibi kendisi İskoçların bu bitmek bilmez bağımsızlık mücadelesinde önemli bir rol oynamaktadır. Hayatını İngilizlerden hesap sormaya adamış bu cesur adam, aşkının ve halkının intikamının peşine düşmüş, İngilizleri defalarca savaş meydanlarında yenen orduları yönetmiş ve İskoçya’nın koruyucusu ünvanını almıştır. Fakat 1305’te İskoç soyluları tarafından ihanete uğrayarak İngiltere’de idam edilmiştir. Bu idam İskoç halkının bağımsızlık ateşini alevlendirmiş, ve William Wallace’ın ölümünden sonra özgürlüklerini kazanmalarına rağmen bağımsızlıkları için hala mücadeleleri devam etmektedir.

Edinburgh

Edinburgh deyince ilk akla gelenler tarih, sanat, kültür, eğitim ve doğa oluyor. Edinburgh Avrupa’nın en eski başkentlerinden birisi; 1437’den beri başkentlik yapıyor. Gotik mimariye sahip şehrin yapısı yıllardan beri bozulmamış bir şekilde ayakta duruyor. Zamanda donmuş, masal gibi bir şehir Edinburgh. Şehrin sembollerinden olan ve 1582’de kurulan Edinburgh Üniversitesi ise, Charles Darwin, Arthur Donan Coyle, David Hume, GrahamBell ve Adam Smith gibi tarihe damgasını vurmuş filozof, düşünür ve bilim insanlarını mezun etmiştir.

Edinburgh'ta Gezilecek Yerler

Edinburgh’un bir diğer sembolü ise kuşkusuz Edinburgh Kalesi’dir. Kalenin tarihi Demir Çağ’a kadar gitmektedir. O dönemde de kalenin bulunduğu bu tepede başka bir kale inşa edilmişti. 11.yy’da ise bugünkü görünümüne neredeyse kavuşmuş hale gelir. O dönem boyunca Kraliyet ailesi, soylulara ev sahipliği yapmış olan bu kale, 16.yüz yıl  itibari ile askeri kışla haline getirilir. İçine girdiğinizde yine zamanda yolculuk yapıyor hissine kapılacaksınız; neredeyse bin yıl önce nasılsa o şekilde korunmuş bir şekilde günümüze gelmiş bu kale. Edinburgh’un tepelerinden birisinin üstüne konumlanmış olması dolayısıyla da şehri yukarıdan izleme fırsatınız olacak.

Caltonhill

Bir diğer önemli tepe CaltonHill. Burası halka açık bir alan olmakla birlikte çok fazla anıtın ve heykelin bulunduğu yemyeşil bir alan dolayısıyla burada yürürken adeta bir film setindeymiş hissine kapılacaksınız. Klasik Edinburgh Şehri manzarası da buradan gözlemleniyor. 1775 yılında halka açılan bu alan, dediğimiz gibi İskoçya tarihinde iz bırakmış önemli çeşitli düşünürler ve filozofların anıtları, Napolyon savaşlarında hayatını kaybetmiş denizci ve askerlere adanmış olan Ulusal Anıt ve daha pek çok olay ve kişilere atfedilmiş anıt ve hikayelerini burada görebiliyorsunuz. İskoçya hem Atlantik Okyanusu’na hem de Kuzey Denizi’ne kıyısı olan bir ülke. CaltonHill’de Kuzey Denizi’ni de görebilirsiniz.

 

İSKOÇYA'YI KEŞFET

Ortaçağın ruhunu hala yaşatan, yeşilin en güzel tonlarına ev sahipliği yapan büyülü İskoçya’yı keşfetmeye doğru yola çıkıyoruz. Edinburgh’da kara veba ve cadıların dönemine şahitlik ederken, kuzeye Highlands’e çıktığımızda devlere ve perilerin yaratılmasına ilham veren dünya dışı İskoçya doğası ile tanışacağız.

St. Arthur's Hill

Arthur’un tepesine, yeşilin ve doğanın güzelliklerine doğru tırmanın ! Ufak bir trekking yapmak, temiz hava almak, Edinburgh’u tepeden görmek ve yeşille haşır neşir olmak için Edinburgh şehrinin tam ortasında kaçırılmaması gereken bir nokta!

Princess's Seat

Edinburgh’un diğer bir meşhur caddesi ise Princess Caddesi olarak geçer. Burası eski ve yeni Edinburgh’u ayıran, Edinburgh Kalesi’nin altında kalan ve pek çok ünlü alışveriş mağazasının olduğu bir caddedir. Alışveriş yapmak isteyenler için birebir.

Princess's Seat

Edinburgh’a geldiğinizde bu caddeden geçmeden dönmeyin ! Renkli renkli evlerin yan yana dizildiği, ilginç ve gizemli dükkanların olduğu şehrin en ilginç caddelerinden birisi Victoria Street. Edinburgh şehri iki katlı diyebiliriz. Burada gezerken keşfettiğiniz merdivenlerle bunu daha iyi anlayacaksınız. Harry Potter severler için de dip not ekleyelim burası size “DiagonAlley”i hatırlatabilir ! Zaten J.K. Rowling sokağı tasarlarken buradan esinlenmiş. Dediğimiz gibi ilginç dükkanlar arasında Harry Potter ile ilgili olanları da bol bol bulacaksınız.

Geryfriars Kirkyard

Burası 16. yüzyıldan kalma, gotik ve ürkütücü bir mezarlık. Eski Edinburgh’un güney kısmında bulunmakta ve eğer mezarlık gezmeyi seviyorsanız mutlaka gidip yeşilin ve gotik mezarların bu bir araya geldiği ürkütücü ama bir o kadar da dinlendirici atmosferini deneyimlemeden dönmemelisiniz.

Mary King's Close

Edinburgh’da eski kent bölgesinde, RoyalMile’daki binaların altında bulunan tarihi bir yer altı mekanı diyebiliriz Mary King’s Close için. Adını 17. yüzyılda burada oturan bir tüccar hırsızı olan Mary King’den almıştır. Burası en azından 17. yüzyıldan beri hayalet ve paranormal olaylar açısından büyük bir şöhrete sahip olmuştur. Ortaçağ döneminde tarihin yarattığı sınıfsal farklılaşma şehri de sınıf sınıf ve kat kat ayırmıştı. Şehrin alt kısmında yaşayan bir kesim vardı ve kişi ne kadar fakirse kaldığı yerin durumunun kötülüğü de o oranda artmaktaydı. Durumu biraz daha iyi olanlar kendilerine ait bir oda ve eve benzer bir alana sahip olabilirken, durumu daha kötü olanlar ise bir odada 20-30 kişi bile kalabiliyordu. Tabi Kara Veba Edinburgh’u da vurunca bundan en çok etkilenen kesim alt sınıf olmuş ama şehirdeki sirkülasyon sebebiyle üst sınıflar da bundan nasibini almışlardır. Bu hayalet, kara veba ve cadılar ile ilgili hikayelerin anlatıldığı yer altı sokaklarında geçen bu turlara katılmalısınız ! .

Rosslyn Şapeli

Şehrin merkezine yaklaşık yarım saat uzaklıkta, 15. yüzyılda inşa edilmiş ve sayısız efsanelere konu olmuş, Da Vinci Şifresi filminde izlediğimiz çok güzel oymalara sahip gizemli şapel. Hatta oymaların birinde geometrik şekiller ile üzerine kodlanmış bir müzik eseri olduğu iddia edilmiştir. Ama en bilinen efsanelerden birisi ise burasının Tapınak Şövalyeleri’nin mabedlerinden bir tanesi olmasıdır. Tapınak Şövalyeleri yerlerinden talan edilip Kudüs’ten sürülünce yanlarında bazı sırlar (kutsal kase) ile Britanya’ya varırlar. Kutsal Kase’yi de bu şapele sakladıkları düşünülür. Bunun üstünde şapelde bazı kazılar yapılmasına rağmen tahmin edeceğiniz üzere bir şey bulunamamıştır. Ama işin ilginç tarafı ise, şapeldeki işlemeler İncil ve Tevrat’ta yer alan anlatımlar üzerine yoğunlaşmış buna ek olarak ise Keltler, Vikingler, Antik Mısır’dan Hermetizme, Yahudilere, Pagan inançlarının benimsedikleri uygarlıklara ve hatta İslam dinine özgü motiflere rastlanılmasıdır.

Park ve Bahçeler

Edinburgh park ve bahçeleri ile ünlü bir şehir. Hatta şehir parkın içerisinde desek daha doğru olur herhalde. Şehrin hemen her yerinde olan TESCO marketlerinden 3-4 pounda “meal deal”lardan (sandviç, cips ve içecek oluyor) alarak bir parka gidip dinlenebilirsiniz. Aynı zamanda yine bu marketlerde 1-2 pounda taşınabilir barbeküler satılıyor, ufak çaplı bir barbekü partisi vermemek için hiç bir sebebiniz yok!Şehirde dolaşırken uğrayabileceğiniz bazı yeşil alanlar şöyle:

Cowgate Street ve Grassmarket

RoyalMile’a paralel olan bu sokakta ilerlediğinizde Grassmarket’a çıkıyorsunuz. Bu bölgenin en güzel tarafı ucuz pub ve yemek seçenekleri ile dolu olması. Edinburgh’un en küçük pub’ı, meydanda DoctorWho severlerin gözünden kaçırmayacağı bir Tardis örneğinden tutun çeşit çeşit pubları bulabileceğiniz renkli ve eğlenceli bir bölge. Yeri gelmişken Edinburgh’da gidebileceğiniz en tavsiye edilesi bir kaç pub ve kafeler ise şöyle:

The Elephant's House

Buranın meşhur olmasının sebebi J.K. Rowling’in parasız olduğu dönemlerde günlerini geçirdiği ve efsanevi seri Harry Potter’ı yazdığı kafe. İçeri girdiğiniz an kafe size bunu zaten anlatıyor; duvarlarda J.K. Rowling’in fotoğrafları, etrafta Harry Potter’dan replikler ve eşyalar var. Bazen çok kalabalık olabiliyor dolayısıyla saatleri iyi denk getirmek gerek.

Kafeler: BrewLabCoffee, TheMilkman, Publar: BrassMonkey, TheHanging Bat, Captain’sBar,AtWorld’sEnd, Arcade Bar, Whisky House

Not: Edinburgh’da kafe ve pub açısından memnun kalmama şansınız biraz oldukça düşük, dolayısıyla kendiniz de keşfedebilirsiniz !

George Square

George Square, Glasgow kentinin başlıca gelen sivil meydanlarından birisi. Şehir bunun gibi 5 meydana daha sahip; Katedral Meydanı, St. Andrew Meydanı, St.Enoch Meydanı, Royal Exchange Meydanı ve Blythswood Meydanı.

Glasgow Modern Sanat Müzesi

Modern sanat meraklılarının ve meraklı olmayanların da mutlaka gidip gezmesi gereken bir sanat müzesi. RoyalExchane Meydanı’nda bulunan bu müze dışarıdan bir modern sanat müzesi gibi görünmeyebilir zira binanın kendisi 1778’de inşa edilmiş ve neo-klasik tarzda. Fakat daha sonra 1996’da modern sanat müzesi olarak kullanılmaya başlanıyor.

Buchanan Caddesi

Edinburgh’da olduğu gibi Glasgow’da da tabi ki her yerde publara rastlayacaksınız. Glaswegianlar (yani Glasgowlular), kiliseleri gece kulübü, galeri veya restorana dönüştürmeye bayılıyorlar. Eğlenmesini ve eğlendirmesini seven bir millet kendileri! Gidebileceğiniz bir kaç pub listesi şöyle: The Pot Still, TheHorseshoe Bar, TheCluthaVaults, TheSloans, SauchieBeerHall.

Highlands / Isle Of Skye

Gelelim asıl meseleye ! Highlands bölgesi gerçekten İskoçya’ya geldiğinizde görmeden dönmemeniz gereken bir rota. Edinburgh ve Glasgow’da tabi ki İskoç kültürüne ve insanına dair tanışıklıklar ve tecrübeler ediniyorsunuz ama doğası ile tam olarak kaynaşmak ve İskoçya’yı anlamak için Highlands şart ! Çünkü bu bölge neredeyse ülkenin insan eli değmeyen ve insan yaşamayan bakir bir doğa bölgesi. Highland bölgesinde Isle of Skye olmak üzere pek çok ada ve adacıklar mevcut. Bu bölge perilere, devlere, masallara ve kuzey mitolojisinin doğuşuna vesile olmuş bir coğrafya. Zaten gidip kendiniz gördüğünüzde aksini de düşünemiyorsunuz. Unutmayın ki coğrafya tarih boyunca insanların düşünüşünü, dinlerini ve kültürlerini etkilemekten öteye geçmiş bunları oluşturan en temel unsurdur. Bu bölgede görülmesi gereken noktaları şöyle sıralayalım:

Portree Kasabası

Portree Kasabası, Isle of Skye’ın merkezi ve bu rota için konaklama açısından ideal bir nokta. Zira dediğimiz gibi bu bölge oldukça insan yerleşkesinden uzak ve tamamen doğanın hüküm sürdüğü bir bölge. Bu kasaba da renkli renkli evleriyle yılın büyük bir kısmında soğuk bir iklimin hakim olduğu bir atmosferde içinizi ışıtacak minik bir balıkçı kasabası.

FairyPools

Adından da anlaşılacağı üzere Peri Havuzları! Gerçekten de sanki perilerin gelip suda yüzdükleri bir yermişçesine gerçek üstü hisler yaratan bir doğa harikası.

Loch Lamond

İskoçya’nın inanılmaz göllerinden bir tanesi LochLamond. Büyük Britanya’nın tatlı su kaynağı bakımından önemli göllerinden bir tanesi. Görüntüsü fiyordu andıran bir yapıya sahip bu göl bünyesinde 60 civarı ada barındırmaktadır.

Özge Özal

Özge Özal

Tarihçi, Keşfet101 Tur Koordinatörü

1993 doğumlu, bir ayağı hep dışarıda olmuş bulunduğu yere sığamayan gezmeyi, gezdirmeyi seven sosyal bilimci. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih mezunu şimdi ise Kültürel İncelemeler bölümünde Yüksek Lisans’ıma devam etmekteyim. Eğitim hayatım boyunca Paris, Roma ve Edinburgh şehirlerinde uzun süreli yaşama imkanım oldu ve 2010’dan beri de hem kendim hem arkadaşlarımla seyahat etmekteyim. Bir noktada fark ettim ki arkadaşlarımla gezerken aslında rehberlik yapıyorum ve nasıl sürekli yollarda olabilirim ? sorusunu sorarken de yolum Keşfet101 ile kesişti ve beraber yollara düşmeye başladık. O günden beri de akademi ve yolu birleştirerek gezginlere anlatmayı, yollara düşmeye devam ediyoruz.

En Sık İncelenen Turlar

SAYFA HARİTASI