İNSAN HAKLARI BAŞLIĞI ALTINDA

Türkiye’de sıkça gündeme oturan şiddet haberleri bizi toplumumuz konusunda yeniden düşünmeye itiyor. Dünya üzerinde bir yer yoktur ki tüm insanları melek olsun, hümanist olsun… Burada kadınların rahatça sokaklarda dolaşabildikleri, hava karardıktan manzara izlemek için bir tepeye çıkabildikleri, tek başlarına seyahat edebildikleri, üretim yapabildikleri, birey olabildikleri bir dünyadan bahsediyoruz. Yok mu öyle bir dünya? Tabi ki var! Peki İstanbul Sözleşmesi neden bu kadar önemli?

  • İnsanlık onuru, ihlal edilemez. Saygı gösterilmeli ve korunmalıdır.
  • Herkes, yaşama hakkına sahiptir.
  • Herkes, kendi bedensel ve ruhsal dokunulmazlığına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

Bunlar Avrupa Birliği Temel Haklar Delegasyonu’nun yayınlamış olduğu bildirgede belirtilen ilk üç hak. “Hak verilmez, alınır” diye bir tabir vardır ya hani; doğuştan sahip olduğumuz bu hakların yok sayılması, cinsiyet fark etmeksizin, politiktir. Hak zaten bizimdir. Birinin sizin de nefes almaya hakkınız olduğuna inanması için gözyaşı ve hatta kan dökmeniz direkt olarak size yapılmış bir saldırıdır.

Ben bir kadınım. Bir varmışım, bir yokmuşum.

Anıt Sayaç İçin Tıkla.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR?

Ne üzücü ki biz burada Evrensel İnsan Hakları üzerine konuşamıyoruz, spesifik olmamız gerekiyor. “Kadına şiddet, kadınlara yönelik ayrımcılığın bir türü ve bir insan hakkı ihlalidir.” Peki neden kadın hakkı, neden kadın cinayeti diyerek belirtme zorunluluğu hissediyoruz? İşte İstanbul Sözleşmesi hikayesi burada başlıyor…

*Yazının bu kısmı İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin yayımladığı kitapçıktan alıntıdır.

11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılan (Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren) ve ilk imzalayanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğu;

KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE AİLE İÇİ ŞİDDETİN ÖNLENMESİ VE BUNLARLA MÜCADALEYE DAİR AVRUPA KONSEYİ SÖZLEŞMESİ- İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ve bu sözleşmeye dayanarak çıkarılan 6284 sayılı 

“Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”

şiddete karşı korunmanızın güvencesidir.

6284’Ü ASLA UNUTMAYIN. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİNİN İÇERİĞİ

** Yazının bu kısmı İstanbul Sözleşmesi orijinal tam metninden alıntıdır. Sadece ilk iki maddeyi içerir.

Madde 1 – Sözleşmenin Maksatları

1-  Bu sözleşmenin maksatları şunlardır:

  1. Kadınları her türlü şiddete karşı korumak ve kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti önlemek, kovuşturmak ve ortadan kaldırmak;
  2. Kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirmek de dahil olmak üzere, kadınlarla erkekler arasında önemli ölçüde eşitliği yaygınlaştırmak;
  3. Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin tüm mağdurlarının korunması ve bunlara yardım edilmesi için kapsamlı bir çerçeve, politika ve tedbirler tasarlamak;
  4. Kadına karşı şiddeti ve aile içi şiddeti ortadan kaldırma amacıyla uluslararası işbirliğini yaygınlaştırmak;
  5. Kadına karşı şiddet ve aile içi şiddetin ortadan kaldırılması için bütüncül bir yaklaşımın benimsenmesi maksadıyla kuruluşların ve kolluk kuvvetleri birimlerinin birbiriyle etkili bir biçimde işbirliği yapmalarına destek ve yardım sağlamak.

Madde 2 – Sözleşmenin Kapsamı

1- Bu Sözleşme, aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları orantısız bir biçimde etkileyen, kadına karşı her türlü şiddet için geçerli olacaktır.

2-  Taraflar bu Sözleşmeyi tüm aile içi şiddet mağdurları için uygulamaya teşvik edilir. Taraflar bu Sözleşmenin hükümlerinin uygulanmasında toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin kadın mağdurlarına özel olarak dikkat göstereceklerdir.

3-  Bu Sözleşme, barış zamanında ve silahlı çatışma durumlarında uygulanır.

  • İstanbul Sözleşmesi; psikolojik ve fiziksel şiddet, cinsel şiddet, taciz, tecavüz, ısrarlı takip, zorla kürtaj, zorla kısırlaştırma, kadın sünneti, zorla evlendirme gibi kadına yönelik tüm şiddet türlerini aile içi veya dışı, kamusal alan veya özel alan fark etmeksizin kapsar.
  • Sözleşme, kadın ve erkeği eşit olarak konumlamaktadır.
  • İstanbul Sözleşmesi, adını Türkiye’deki kadınların öncülüğünde ortaya çıkmasından alır, İstanbul’da imzalanmıştır. Dünya kadın hareketinin bir sonucudur.
  • İstanbul Sözleşmesi aile yapısına, evliliğe, dine karşı değildir. Hiçbir temel değeri ortadan kaldırma, hedef gösterme, değiştirme veya hegemonya altına alma amacı yoktur. “Kadının beyanının esas alındığı”, eşitlikçi bir ilkeyi benimser.

KADINA ŞİDDET NEDİR? NASIL TANIMLANIR?

Farkında olmadan şiddet görüyor olabilirsiniz! Durumunuzu normalleştirmeye çalışmak zaman içinde özgüvensizliğe ve anksiyeteye sebep olabileceği gibi, gelecekte şiddet uygulayan kişiye daha fazlası için cesaret verebilir.

İster kamusal ister özel alanda meydana gelsin; kadınlara fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veya ıstırap veren veya verebilecek olan toplumsal cinsiyete dayalı her türlü eylem ve bu eylemlerle tehdit etme, zorlama veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakma anlamına gelir.

“Kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet”, kadına kadın olmasından dolayı uygulanan ve kadınları orantısız biçimde etkileyen şiddet anlamına gelir. (Nefret suçudur.)

Kadınlar, kelimesi 18 yaşın altındaki kız çocuklarını da kapsamaktadır.

SÖZLEŞME NEDEN İPTAL EDİLMEMELİ?

Ülkemizde son zamanlarda gündeme gelen sözleşme iptalinin neden kabul edilemez olduğu sadece bu maddelere ve kapsam alanına bakılarak anlaşılmakta. Ayrıca gerekse medyada gerekse heyetlerin içerisinde sözleşme iptali istemiyle tartışan tek bir kadın görmemekteyiz.

Sadece son bir ayda Pınar Gültekin, Fatma Altınmakas, Hamide Yiğiter, Bahar Ö., Seher Fak, Enkhmunkh Erdene Batsukh, Sultan Kaya, Dilek Yüksel, Hatice Turan, Zeliha Erdemir, Sema D., Deniz Dal, Nuray Duğrul, Melek Memiş, İkranur, Gülsüm Yiğit… için gözyaşı döktük. Kayıp haberleri aldık ve hala davası sürmekte olan kız kardeşlerimiz için adliyede mücadele veriyoruz. İsmimiz bir gün bu listede yazsın istemiyoruz.

Sözleşme iptalinin bir sonraki aşamasında kadınların diledikleri gibi işe bile giremeyecekleri, mahkeme tanıklığında yeterli görülmeyecekleri, erkeklere oranla mirastan daha az pay alacakları bir distopya olacak. Kadınlarla ilgili bir meselenin bile kadınlar tarafından konuşulmasına müsaade edilmemesi, konuşan kadınların ise ayrıştırıcı söylemleri ile kadını ailenin bireyinden ziyade hizmetçisi gibi göstermesi, hatta şiddete ve tecavüze davetiye çıkarması “dur” deme sebebimizdir.

 

ŞİDDET GÖREN KADINLARIN DİKKATİNE!

Gerekli hukuki mücadeleyi veriyor olsanız dahi bir karşılık alamıyor, görmezden geliniyor, iftiraya maruz kalıyor, uzaklaştırma aldırmanın ötesine geçemiyorsanız; bu yolda yalnız olmadığınızı bilmenizi istiyoruz. Korkmayın.

ŞİDDETİ ÖNLEME VE KADINI KORUMA PLATFORMLARI

Kadın Cinayetlerini Durduracağız

Mor Çatı

Kampüs Cadıları (Üniversiteli Kadınlar)

Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği

Kadının Fenni Ekibi – Av. Feyza Altun

Mor Dayanışma Derneği

TOPLUMSAL EŞİTLİK PLATFORMLARI + EKONOMİK ÖZGÜRLÜK

Eşitlik Adalet Kadın Platformu

Kadın Girişimciler Derneği

Sarı Bezli Kadınlar

Engelli Kadın Derneği

SPoD – LGBTIQ+

He For She

Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı

UN Women Turkey – Instagram

Global Compact Türkiye – Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

Hayata Sarıl Derneği

Selin Aktaşoğlu

Selin Aktaşoğlu

Sosyal Medya Sorumlusu

1999 doğumlu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Öğrencisi.

İzmir’de antik kentlerle sarılı bir bölgede doğdum. Tarih ve mitoloji, her yaşımda benimleydi. Arkeolojik kazı alanları başta olmak üzere gezme tutkusu ruhuma işledi; önce Türkiye, sonra Güneydoğu Asya, ardından Amerika derken yolum Keşfet101 ile kesişti. Backpacker olma fikri karşı konulmazdı. Katıldığım Mısır seyahatinin ardından beraber çalışmaya başladık.

Instagram

Twitter

 

SAYFA HARİTASI