Başkent Kuala Lumpur, Batu Caves, Malakka, Belum Yağmur Ormanları, Cameron Highlands, Penang ve son olarak Lankgawi. Malezya gezimizin rotasını önceden planlamamıştık açıkçası. Gidince bizi ne beklediğini bilmiyorduk. İslam ülkesi olması ve sözlüklerde okuduklarımız da bizi epey korkutmuştu. İner inmez cennette olduğumuz farkettik. Kültür gezisi gibi olacağını düşündüğümüz Malezya seyahatimiz adeta içsel bir yolculuğa dönüştü. Düşünsene; denizden çıkıyorsun, motoruna atlıyorsun. 45 dakika sonra yağmur ormanlarındasın. Ordan 1 saat bir yürüyüşle şelaleye varıyorsun. Orda dünyanın en yaşlı mağaralarından birinin kapıları açılıyor. Rüya gibi bir deneyimdi Malezya gezisi. Hepsini anlatacağım. 🙂

Malezya’nın resmi dini islam. Ancak bu Malezya‘yı bir islam ülkesi yapmıyor! Sizi şaşırtan şeylerden biri de bu olacak. Yabancı misafirinizi Türkiye’de gezmeye çıkarttığınızda insancıkların yaşadığı şok gibi düşünün. Türkiye’de deveyle gezmediğimiz gibi Malezya’da da rahat rahat tatilinizin tadını çıkartabilirisiniz. Şehir merkezleri oldukça modern, hatta lüks denebilir.

Kelantan, Terengganu, Perlis ve Redah eyaletlerinde alkol konusunda birtakım kısıtlamalar getirilmiş ancak diğer eyaletlerde buna rastlamıyorsunuz. Diğer Eyaletlerde ve hatta Kuala Lumpur‘da aynı bizde olduğu gibi bir saatte sona eriyor. Malezya’da alkol satışı 21:00’da sona eriyor. Barlarda ve mekanlar da 02:00’ye kadar açık. Sonrasında da açık kaldıklarını ben gözlerimle gördüm. 🙂

Bankalar Cumartesi Çarşamba arası açık. Resmi daireler ise Pazartesi – Cuma arası.

Anadolu’da da oldukça yaygın olan elini kalbine götürerek selamlaşma Malezya‘da çok yaygın. Benim hoşuma gidiyor. 🙂

Tesettürlü kadın da var tesettürsüz de; ancak ilk dikkatinizi çeken herkesin çok iyi İngilizce konuşması ve eğitimli görünmesi olacak. Kadınlar sosyal hayatta büyük bir öneme sahip diyebilirim. Erkekler ağır işlerde veya tarımda istihdam ediliyor olsa gerek, hizmet sektöründe çok büyük bir ağırlıkla kadınlar görev alıyor.

Ananem ülke sınırlarından çıkmış bir kadın değildir ama Malezya halkının (Endonezyalıları da çok sever?) çok temiz ve güvenilir olduğunu söylerdi. İslamı bizim gibi yaşadıklarını, ehl-i sünnet insanlar olduklarını söylerdi. Gerçekten haksız değil. 🙂

Kuala Lumpur veya resmi adıyla Kuala Lumpur Federal Toprağı, Malezya’nın başkenti ve en kalabalık şehri. Nüfusu 2017’de yapılan son sayımda 1.808 milyon çıkmış. Fakat şehir yüz ölçümü olarak oldukça geniş bir coğrafyaya yayılıyor. Bu yüzden şehrin hiçbir noktasında, toplu taşıma araçlarında veya şehir merkezlerinde ciddi kalabalıklar görmüyorsunuz diğer asya ülkelerindeki gibi.

Biz Kuala Lumpur‘a 3 gün ayırdık. 1 günümüzde dinlendik. 🙂 20 gün süren Vİetnam – Kamboçya – Tayland maratonu henüz bitmişti ve kolumuzu kaldıracak halimiz yoktu gerçekten. 🙂 2. Günümüzde şehir merkezini, Kuala Lumpur Ulusal Müzesi‘ni, Botanik bahçesi‘ni gezdik. Akşam yemeği için Çin mahallesi’ni tercih ettik. Akşamları da genellikle Air Bnb’den 132 TL’ye kiraladığımız apartımızda vakit geçirdik. Ortak alanları, bahçeleri harikaydı. Infinity Pool denilen ve artık dünyada da çokça gördüğümüz bir konsept var. yüksek binaların tepesinde sonsuzluk manzaralı havuzlar. İkinci fotoğrafta ne kadar mutlu olduğumu görebilirsiniz. 🙂

3. Günümüzde taksiyle – yaklaşık 120 lira harcadık bu yolculuk için – Batu Mağarası‘nı görmeye gittik. Mağara’nın önünde bizi Dünya’nın en büyük Shiva heykellerinden biri ve rengarenk merdivenler karşıladı. Mağaraya tırmanana kadar canımız çıktı o sıcakta ama değdi. Batu Mağarası 400 Milyon yaşında, uzun yıllardır Hindular için de bir hac merkezi aynı zamanda. Yeni bir yazı ile tüm detayları paylaşacağım.

Malezya – Singapur Turu

Kuala Lumpur‘a 1 saat uzaklıkta sakin güzel bir şehir. Malaylar Melaka diye telafuz ediyor. Singapur‘a 200 kilometre uzaklığında sınır kenti. Malezya – Singapur Turu yapacak ve iki ülkeyi kara yoluyla birleştirecek gezginlerin mutlaka uğraması gerekir. Jonker Caddesi ile şehrin merkezini keşfettikten sonra ara sokaklara dalabilirsiniz. Şehir Müzesi’ni mutlaka görün Malay kültürü ile ilgili nadide eserler var. Ardından Sırayısla Hollandalılar tarafından inşa edilen Kızıl Kilise ve gün batımından önce Melaka Kalesi’ni görün.

MELAKA’DA GEZİLECEK YERLER

1. Jonker Caddesi
2. Malay Şehir Müzesi
3. Kızıl Kilise
4. Melaka Kalesi

Belum Yağmur Ormanları Malezya’nın ve de bizim rotamızın tam ortasında, Aborjin kabilelerine, tropikal bitki ve hayvanlara ve eşsiz doğal güzelliklere ev sahipliği yapan eşsiz bir habitat. Kiraladığınız bir araçla öncesinden ayarladığınız bir otele gidip resepsiyondan 2 günlük turlar alabilirsiniz. Veya Trip advisor kullanarak turlara katılabilirsiniz ancak kendi imkanlarınızla gezebileceğiniz bir yer asla ve asla değil. Mutlaka birinin yol göstermesi gerekiyor.

Bu turda çantanızı mümkün olduğunca hafif tutun, kameralarınızı mümkünse almayın. aksiyon kameralarını tercih edin. Çok nemli ve arazi çok engebeli. halatlara tutunarak çıktığınız veya suyun içinde ilerlediğiniz parkurlar var. Zorluk seviyesine 10 üzerinden 7 derim ama kendine güvenen gelsin tabi. 🙂 Malezya’da yapılmazsa olmaz dediğim şeylerden biri Yağmur Ormanları yürüyüşleri.

Cameron Highlands, Yani Cameron Tepeleri.  Belum Yağmur Ormanları‘ndan Penang Adası‘na yani George Town’a doğru giderken yolumuzun üstüneydi. Biz de Kuala Lumpur’da rehber arkadaşımız ile konuşurken mutlaka uğramamızı söylemişti. Sizi böyle bir tane değil onlarca manzara bekliyor olacak. Malezya‘nın orta kesiminin yüksek tepelerinde çay tarlalarına doğru harika bir günlük bir yürüyüş yapacaksınız. Yine Cameron’a vardığınızda yerel trekking gruplarından birini tercih edebilirsiniz. Belli noktaları 4×4 araçlarla aşmanız gerekecek çünkü. Onlar bu hizmeti de veriyorlar.

George Town neresi diyenler fotoğraftan hemen anlayacaktır. Malezya’nın Penang Eyaleti‘nin başkenti. Duvarlarında bunun ve bunun gibi bir çok resmin bulunduğu küçük harika ötesi bir ada şehri. Otelinizden alabileceğiniz bir harita ile tüm duvar fotoğraflarının peşine düşebilirsiniz. Malezya’da yapmaktan en çok keyif aldığımız şeylerden biri George Town sokaklarında bu resimleri aramak oldu. Birbirine çok uzak değil ama yakın da değil. O yüzden George Town’un tüm sokaklarına girip çıkmak zorunda kalıyorsunuz. Hava da genel olarak hep sıcak, yepyeni mekanlar da keşfettik. Bu arada burdaki kafeler ve barlar Malezya’daki en güzel mekanlardı diyebilirim. Akşam da bir Çin restoranına gittik, canlı müzik vardı. Harika bir gece geçirmiştik. Mekanın instagram sayfasını aşağı bırakıyorum.

Şehir 1800’lü yılların başında Ermeni tüccarları da ağırlamış. Bu yüzden Ermeni mimari usullerini tanıyan gezginler – ki bunun için anadoluda yaşamak bile yeterli – çok heyecanlanacak. Bizim topraklarımızdan şeyler bulacaksınız. Duvar süslemeleri, rüzgar kapanı motifleri vs. Bizim otelimizde Ermeni Caddesi’ndeydi, en hareketli yerlerden biri.

Malezya gezimizde beni en çok heyecanlandıran yerlerden biri oldu George Town. Geri dönüp gördüğümü Keşfet101 gezginlerine göstermek için sabırsızlanıyorum. 🙂

Malezya yemeklerine bir parantez açmak istedim. Öncelikle Malezya’da üç baskın kültür birlikte yaşıyor. Malaylar, Hintler ve Çinliler. Mahalleleri bile ayrı ancak bu Malezya’nın ulusal bir yemek kültürü olmadığı anlamına da gelmiyor.

Birkaç ön bilgi. Malezya’da iki mevsim var. Yaz ve kış niyetine ılık bir son bahar. Bu da sebze çeşitliliğini bu topraklar için azaltıyor. Tüm asya ülkelerinde olduğu gibi bol su isteyen ve muson topraklarında bu istediğini alabilen PİRİNÇ başrolde. Ana malay yemeğimiz de PİLAV.

Izgara, hatta mangal diyebilirim Malay mutfağında önemli yer tutuyor. tavuk, sığır veya şişe geçirilen sığır etine Satay diyorlar.

En meşhur yemekleri Char Kway Teow. Dilediğiniz gibi soya sosu ekleyebildiğiniz bir noodle tabağı gibi düşünün. içine karides, midye, soya filizi, yumurta, kıtır ekmek, biber ekleyebilirsiniz. Tayland’ın meşhur Pad Thai’si yani.

Balık çorbasına çok benzettiğim Laksa denen, deniz ürünleriyle zenginleştirilen güzel de bir çorbaları var. Bizim mercimek çorbası gibi yemeklerden önce menüye otomatik yükleniyor birçok mekanda.

Mango, karpuz, ananas, hindistan cevizi en çok bulabildiğiniz meyveler. Benim favorim ise bizim çarkıfelek olarak bildiğimiz, Asya’da ise Passion Fruit olarak geçen harika ötesi bir şey. 🙂 

Malezya’da çok da saklı olmayan, ucuz, sahilleri mükemmel bir cennet, Langkawi Adası. Bizim bir sonraki durağımız Singapur olacağı için, Malezya gezimizi havalimanı olan bir şehirde noktalamak istedik. Lankgawi Adası da 27 yaşıma sığdırdığım en iyi kararlardan biri oldu. Bunu güzel kılan 2.5 dakika içinde mecburen ve de tesadüfen almış olmamdı.

Malezya’ya girerken Çıkış yapacağınız günü, şehri belirtmeniz ve biletinizi ibraz etmeniz gerekiyor. Biz de uçağı kaçırmak üzereydik ayak üstü panik içinde telefondan Lankgawi’yi seçtik. Bizim planımızda George Town’da bitirmek vardı, bir vlogda izlemiştik ama oldukça saçma olurmuş.

Lankgawi’ye George Town’dan Feribotla geldik, yaklaşık 4 saat sürdü. Öğlen 12:00 gibi Lankgawi’ye vardık ve iner inmez 2 motor kiraladık. 🙂

Motorlara kişi başı 30 Ringit, yani 50 TL gibi bir para verdik. 2 gün için 100 TL. Ve hayatımın en güzel günleri bu şekilde başladı.

Girişte de bahsettiğim gibi Malezya seyahatim inanılmazdı, bunda harika bir kapanış yapmış olmamız da epey etkili oldu.

Lankgawi’nin şehir merkezine çok yakın bir otel seçti Cihat bize. 3 metre kare olması, kliması olmaması dışında bir sorun yoktu. Eşyalarımızı otele atıp hemen yemek yemek için merkeze döndük. 

Malezya’dan önce Vietnam – Kamboçya – Tayland Turumuz vardı. Artık Yurt dışında 30. Günümüze varmak üzereydik. Biraz bizden bir şeyler yiyelim dedik, Türk restoranları kapalıydı biz de Lübnan restoranı seçtik. Oturduk daha menüyü bile elimize almadan iki Türk daha geldi. YouTube’da gezi vloglarını izleyenler hemen tanıyacaktır Değişik Yollarda Kullanıcı adını kullanan Mehmet Sendinç ve Nurgül Türk.

Nurgül ve Mehmet de çok uzun zamandır yoldalar. Hatta ben arada bir ülkeye geri dönüyorum onlar 1 seneyi aşkın süredir hiç dönmüyorlar. Selamlaştık, yol arkadaşım Cihat Mehmet’i de Nurgül’ü de takip ediyormuş hatta bizim rotamızı oluştururken kopya bile çekmiş. Bir saat kadar sonra yeniden karşılaşınca memleket hasretinin de vermiş olduğu bir özgüvenle soru yağmuruna tuttum arkadaşları. Nurgül’ün işini bırakıp yola düşme hikayesini dinledik, Mehmet’in Arakan’da soykırıma uğrayan Müslümanlar için para toplama ve onlara ulaştırma çabasını ağzımız açık dinledik. Tabi bunların videoları Mehmet’in Youtube kanalında var mutlaka izleyin.

Harika iki insan da kazanarak gezimize devam ettik. Ertesi gün şelalede yüzmek için motorlarımıza atladık. Yolda vahim bir kaza oldu, Cihat kardeşim 50 TL’ye kiraladığı motorla ”bana” hava atarken küçük bir kaza yaptı. Büyüklü küçüklü sıyrıklarla atlattı ama olayın ilk şokunu atlatıp bir köşede dinlenirken ulan hayat ne kadar ucuz diye düşünürken buldum kendimi. Pansumanını yapıp Cihat’ı mumyaladıktan sonra şelaleye devam ettik. Evet ettik. Olay çok sıcaktı ve Cihat iyi görünüyordu. 🙂

Şelale’de Mehmet, Nurgül ve yine Youtube’a yüklediği harika videolarla tanıdığınız Engin Özdemir ve sevgilisi Lena ile karşılaştık ve yola birlikte devam ettik. Daha doğrusu biz Cihat’la peşlerine takıldık. İki grup da daha önce Malezya’ya, Lankgawi’ye gelmişti ve buraları çok iyi biliyorlardı. Bizi dağ yollarından tepede yüksek bir şelaleye götürdüler. Milli parkın girişinde bizi maymunlar karşıladı.

Ben hemen maymun beslemek konusundaki tecrübelerimle hava atmak için öne atılmış olsam da Mehmet’in tüm uyarılarıma rağmen bisküviyi paketiyle çıkartması üzerine maymunların saldırısına uğradık. Ben de hava atamadım. Olsun instagram delillerim ve bir sürü şahidim var gerekirse hepsini ararım. 🙂

Bu dağların arasındaki motor yolculuğu hayatımın en özel yolculuğuydu. Çünkü yolculuk denince benim gözümün önüne böyle yemyeşil dağların arasında, yüzümde tatlı bir esintiyle motor sürmek gelir hep. Gerçek olması beni çok mutlu etti. 🙂

Malezya gezisi beklentimizin çok çok üstündeydi. Bu güzel, yemyeşil ülke bize beklediğimizden, bildiğimizden çok daha fazlasını sundu. Doğası, kültürü, tarihi, mimarisi, kosmopolit şehirleri, küçük kasabaları… Her anını özlemle hatırlıyorum.

Bize yol gösteren tüm arkadaşlara selam ve sevgi ile.

Cihat Yiğit – İnstagram 

Değişik Yollarda – İnstagram – Mehmet Sendinç

Nurgül Türk – Youtube 

Engin Özdemir – Youtube

Sorularınız olursa aşağıdaki yorum kutusunu kullanarak bana ulaşabilirsiniz. Yazımı beğendiyseniz arkadaşlarınıza gönderirseniz ben de çok mutlu olurum. 🙂