
En kadim medeniyetlerden biri olan Mısır’a yolculuğa çıkıyoruz; nereden başlasak, nasıl anlatsak ? Zira Mısır 7.000 yıllık bir geçmişi olan, Firavunlardan, Antik Mısır Tanrılarına, Bizans’tan, Roma İmparatorluğu’na, Memlüklere, Osmanlılardan, Napolyon Fransasına kadar pek çok farklı medeniyetin ve kültürün hala etkisini taşıyan topraklar burası. Hala gizemi çözülememiş pek çok tarihi yapıya sahip olan bu mistik topraklarda nereleri kaçırmamanız gerektiğini sizin için burada derledik.

MISIR'A GENEL BAKIŞ
Resmi ismiyle Mısır Arap Cumhuriyeti, Ortadoğu’nun en büyük ülkelerinden biri sayılır; Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyası arasında da bir köprü olma özelliğine sahiptir. Hepimizin tarih derslerinde öğrendiğimiz bir klasik bilgi olarak, Mısır kapalı coğrafi konumu ve Nil Nehri antik dünyanın en büyük uygarlıklarından birine uzunca bir süre ayakta kalmasına olanak sağlamıştır. Nil bu coğrafyada hayattır. Zira toplum, matematik, astronomi, mimari ve özgün yazı sistemlerine kadar her şey Nil’e uyumlu olarak gelişir ve oluşur.
MISIR YÖNETİM ŞEKLİ VE MISIR PARA BİRİMİ
1922’de bağımsızlığını ilan etmiş ve 1953’te de Cumhuriyetin ilanı ile birlikte yarı başkanlık sistemli üniter cumhuriyet ile yönetilen Mısır’ın tahmini nüfusu 95 milyon üzerindedir. Para birimi Mısır Pound’u olarak geçer ve güncel(2020) olarak 2,33 Türk Lirası’na denk gelmektedir.
Yani göreceli olarak Mısır Türkiye’ye göre ucuz bir memleket. Sokak lezzetlerini tatmayı seviyorsanız özellikle 2-5 lira arasında doyma ihtimaliniz yüksek. Özellikle hediyelik eşya alışverişini seviyorsanız, Mısır’ın sayısız tanrı figürlerini, önemli yapılarının hediyelik eşyalarını oldukça ucuza alabilecek olmak sizi oldukça mutlu edecektir.
MISIR VİZE İSTİYOR MU?
Mısır’a daha önceleri gümrük kapısında vize alınabiliyorken, maalesef bir kaç senedir vize uygulaması gelmiş bulunmakta. Yeşil pasaportlulara vize gerekmiyor, 65 yaş üstü gezginler de 3 gün içinde vizelerini alabiliyorlar. Ama onun dışında açıkçası Mısır’a vize almak biraz uğraştırıcı. Dolayısıyla seyahat tarihinizi önceden belirleyip, en az 3 ay öncesinden de vizeye başvurmanızda fayda var.
MISIR GÜVENLİ Mİ?
Mısır oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmış bir ülke ve takdir edersiniz ki çok fazla da turistin olduğu bir yer. Dolayısıyla, içiniz rahat bir şekilde gezebilirsiniz. Gündelik hayatta sıkıntı yaşayacağınız, kıyafetinize çok dikkat etmenizi gerektirecek bir yer değil. Fakat tabi ki yalnız geziyorsanız temkinli olmakta ve dikkat etmekte fayda var. Özellikle kazıklanmamaya dikkat edin ve pazarlığı asla unutmayın!

MISIR'DA GEZİLECEK YERLER
Mısır oldukça geniş bir coğrafyaya yayılmış bir ülke ve takdir edersiniz ki çok fazla da turistin olduğu bir yer. Dolayısıyla, içiniz rahat bir şekilde gezebilirsiniz. Gündelik hayatta sıkıntı yaşayacağınız, kıyafetinize çok dikkat etmenizi gerektirecek bir yer değil. Fakat tabi ki yalnız geziyorsanız temkinli olmakta ve dikkat etmekte fayda var. Özellikle kazıklanmamaya dikkat edin ve pazarlığı asla unutmayın!
KAHİRE'DE GEZİLECEK YERLER
KAHİRE MÜZESİ
Mısır’ı gezmeye Kahire Müzesi’nden başlamanızı tavsiye ediyoruz. 1902’de açılan bu müze bünyesinde 120 binden fazla eser bulundurmakta ve en az 3-4 saatinizi ayırmanız gerekir. Bu müze Antik Mısır’ın adeta kalbidir. Dolayısıyla bu kadar geniş bir coğrafyaya ve köklü bir tarihe sahip olan Mısır’ı derli toplu bir şekilde öğrenmek ve gözlemlemek için olmazsa olmaz dediğimiz bir nokta. Müzenin içerisinde birbirinden değerli parçaları görmekle beraber, mutlaka kaçırmamanız gereken yerler öncelikli olarak mumya bölümü diğer bir önemli nokta da Tutankamun’un lahdinin ve hazinesinin olduğu bölüm.

CİTADEL KALESİ
Kahire Kalesi’nin bulunduğu tepe, hemen yakınında bulunan ve 200 metre yüksekliğindeki Mukattam Tepeleri’nin bir uzantısında konumlanır. 12.yüzyukda Eyyubi hanedanının kurucusu Selahaddin Eyyubi tarafından başlatılmış, Osmanlı Devleti dönemi içerisinde de bitirilmiştir. Kalenin içerisinde görebileceğiniz anıtlar ise şöyle; Mehmet Ali Paşa Camii (19.yüzyıl Kavalalı tarafından Eyyubi’ye bir güç gösterisi olarak yaptırılır; Ayasofya versus Sultanahmet Camii hesabı), Sultan el-Nasır Muhammed Camii (Memlükler, 14.yüzyıl) ve Cevhere Sarayı (19.yüzyıl).

GİZA PİRAMİTLERİ & SPHİNX
Öyle bir yapı düşünün ki, yüksekliği 146 metre, her biri 10-15 ton ağırlığında olmak üzere 2 milyon 600 bin adet taş blok kullanılmış ve 100 bin işçi 20 yılda tamamlamış. Günümüzde yapılan incelemeler, çok ileri teknolojiye sahip Japonya’nın bile Keops Piramidi’nin aynısını yapamayacağını söyler. Sırasıyla Keops, Kefren ve Mikerinos adında bu üçlü piramit, M.Ö. 2753 – 2563 yılları arasında ismini taşıyan firavunlar için yapılmıştır. Keops piramidi de zaten dünyanın 1. harikası olma özelliği taşıyor ki çok haklı bir özellik gerçekten. Piramitler firavunlara mezar anıt olarak yapılıyor. Piramitlerin içine girilebilmekte fakat baştan söyleyelim kapalı alanda durma korkusu olanlar veya panik atağı olan insanlar için oldukça zorlayıcı olacaktır. Çünkü sanılanın aksine piramitlerin içerisinden öte yerin altına inilmekte. Gezmesi biraz zorlayıcı ve terletici, ama hissi paha biçilemez! Piramitlerin biraz ilerisinde de piramitleri korumak amaçlı yapıldığı düşünülen, insan başlı ve aslan vücutlu Gize Sfenksi’ni göreceksiniz. Şunu söylemeliyiz ki Mısır Piramitlerinin bilinen fotoğraflarının aksine, piramitler çölün ortasında değil artık baya şehrin içerisinde kalmakta. Dolayısıyla çölün ortasında bir piramit görüntüsü beklemeyin, hatta şehirde gezinirken arada size göz kırpabilirler. Ama tabi ki bu durum kendilerinin ihtişamından hiçbir şey eksiltmiyor!

ÇÖP ŞEHİR
Normal bir Mısır turunda asla götürülmeyeceğiniz bir nokta burası. Keşfet101 ile giderseniz tabi ki es geçmeyeceksiniz onu belirtelim. Çöp şehir adı üstünde gerçekten de çöplerden oluşma bir yerleşim bölgesi. Kahire’nin biraz dış kesiminde kalan bu bölge Hristiyanların yaşadığı şehirden ayrı bir yerleşke. Bize göre Kahire’nin en özel bölgesi. Burada Kıptiler denilen Hristiyan Mısırlılar yaşamakta. Kendilerine ait alfabeleri var ve içeride de kiliselerini gezebiliyorsunuz. Burada yaşayan insanlar, belediyecilik gibi bir sistem olmadığı için Kahire’nin bütün çöplerini toplayarak geçimlerini sağlıyorlar. Tahmin edilenin aksine de buradaki halk eğitim seviyesi çok yüksek olmakla beraber sefalet içinde de yaşamıyorlar. Dolayısıyla oldukça ilginç bir yapılanma var. Gidip görmeye değer!

İSKENDERİYE'DE GEZİLECEK YERLER
İSKENDERİYE KÜTÜPHANESİ
Dillere destan İskenderiye Kütüphanesi! M.Ö. 3. Yüzyılın başlarında kurulan ve yaklaşık 900.000 el yazmasıyla Antikçağın en fazla eserine sahip bir kütüphaneydi burası. Kral tarafından da desteklenen bu kütüphane sadece bünyesinde el yazması bulundurmasından da öte aynı zamanda bir yayınevi işlevi de görüyordu. Ayrıca bu kütüphane dönemin pek çok bilim insanının da çalıştığı, bulunduğu bir merkez olmuştur. Bunların arasında Öklid, Arşimed, Herofilos ve Batlamyus gibi isimler vardır. Buna ek olarak, Mısır’a giren her kitabın buraya götürülmesi gibi bir zorunluluğu vardı. Buraya gelen kitabın bir kopyası çıkarılıp yazara verilir, eserin orjinali de kütüphanede kalırdı. Mısır dışına çıkan memurlar ve gezginler de başka ülkelerde buldukları kitapları satın alıp getirirlerdi. Dolayısıyla o dönemde inanılmaz bir kitap sirkülasyonu olmakta ve o zamana kadar birçok bilim dalın ait dağınık ve kaybolma ihtimali olan eserlerin hepsi emin bir yerde toplanmış olmuştu.
Tabi kütüphane yakılana kadar. Bu konu spekülatif olmakla birlikte pek çok tarihçinin savunduğu farklı fikirler var. Genel kabul edilen düşünce, kütüphanenin antik Pagan tapınakları ve yapıların imhası sırasında Hristiyanlar tarafından yakıldığı yönündedir. Diğer bir görüş ise kütüphanenin, şehrin Müslümanlar tarafından alınmasından kısa bir süre sonra ikinci İslam Halifesi Ömer’in emriyle yok edildiğidir. İskenderiye Kütüphanesinin sonu ile ilgili birçok efsane vardır; halk arasında kütüphanedeki kitapların tam 6 ay boyunca hamamlarda yakıldığı ve kütüphanenin de tam 6 ay boyunca yandığı en bilinenler arasındadır. Birçok antik dönem eserinin orjinallerinin burada olması ve yakılması kültür mirasımız açısından gerçekten büyük bir kayıptır. Meraklılarına 2009 yapımı “Agora” filmini öneririz. İskenderiyeli kadın astronom Hypatia ve İskenderiye kütüphanesinin yok oluşu ile ilgili gerçekten güzel bir film. Kütüphane 2002 yılında tekrar inşa edilerek açılmıştır ve bugün ziyaret edilebilmektedir.
KAYITBAY KALESİ
Bugün günümüze ulaşamayan Dünya’nın 7 Harikası’ndan biri olarak seçilen İskenderiye Feneri’nin kalıntılarıyla yapıldığı düşünülen Kayıtbay Kalesi, 15. Yüzyıl’da Memlük Sultanı tarafından inşa ettirilmiştir. İskenderiye’nin savunması için yaptırılan kale 1882 yılında İngilizler tarafından bombalanınca hasara uğramıştır. Bugün günümüzde müze olarak kullanılan kale İskenderiye’de turistlerin ilgi çeken noktalarından birisidir. Ayrıca kaleden tüm sahil şeridi gözlemlenebilmekte dolayısıyla harika bir manzara sizi beklemekte.

SİYAH & BEYAZ ÇÖL VE KRİSTAL ÇÖL
Çöl öğretir. Ekip olarak herkesin hayatında en az bir kere çöl deneyimi yaşaması gerektiğini şiddetle söylüyoruz. Bizim rotalarımızda da çöl yolculuğu ve konaklama illa ki oluyor. Siyah – beyaz ve kristal çöller belki de dünya üzerinde en ilginç çöllerden. Bizde de yeri ayrıdır. Kahire’den yaklaşık beş saatlik bir yolculukla bedevi köyüne ulaşıyorsunuz, burada öğle yemeği yedikten sonra çöllere doğru yolculuk başlıyor. Siyah çöl 200 milyon yıl öncesinde aslında volkanların olduğu bir bölge. Dolayısıyla siyah renkte ve bu siyah renkteki taşlar aslında lav fosilleri. Daha sonra Kristal çöle geçtiğinizde de kayaların içinden kristalleri toplayabiliyorsunuz. Burası da okyanusun sahil kesimiymiş. En son olarak da konaklamaya beyaz çöle geçiliyor. Burası da okyanus tabanı, dolayısıyla etrafta beyaz beyaz kalker görüntüleri var. Sanki çöle kar yağmış gibi bir görüntü hakim. Dolayısıyla oldukça ilginç atmosferlerin içinden geçiyorsunuz. Akşam burada bedevi müzikleri ve yemekleri eşliğinde sonsuz gökyüzünün altında uzanıp sessizliği, hiçliği ve evreni düşünmek ise paha biçilemez bir deneyim !

ASWAN'DA GEZİLECEK YERLER
Kahire’den yaklaşık 12 saatlik bir tren yolculuğu ile Aswan’a ulaşabilirsiniz. Tercih edenler iç hatlar uçuşu ile de gidebilir. Macera ve deneyim seviyorsanız seyahatlerde tren yolculuğunu tavsiye ederiz. Aswan’a indiğinizde atmosferin hemen değiştiğini fark edeceksiniz Kahire ile karşılaştırdığınızda. Burası Antik Mısır’ınhala hissini yaşattığı şehirlerden birisi. Nil nehri kıyısında bulunan, alçak yapılanması ile tanrıların ve tapınakların şehridir Aswan.
BİTMEMİŞ OBELİSK
Aswan dikilitaşların yapılıp tüm uygarlığa dağıtıldığı merkezdi. Bitmemiş Dikilitaş ise bilinen en büyük antik dikilitaştır ve doğrudan kayalara oyulmuştur. Yapımı tamamlanabilseydi yaklaşık 42 metre yüksekliğinde ve 1200 ton ağırlığına sahip olacağı hesaplanmıştır. Burası dikilitaşların nasıl yapıldığını, teknolojisini öğrenmek ve tekrar hayran kalmak için görülmesi gereken bir yer.

PHİLAE TAPINAĞI
Kahire’den yaklaşık 12 saatlik bir tren yolculuğu ile Aswan’a ulaşabilirsiniz. Tercih edenler iç hatlar uçuşu ile de gidebilir. Macera ve deneyim seviyorsanız seyahatlerde tren yolculuğunu tavsiye ederiz. Aswan’a indiğinizde atmosferin hemen değiştiğini fark edeceksiniz Kahire ile karşılaştırdığınızda. Burası Antik Mısır’ınhala hissini yaşattığı şehirlerden birisi. Nil nehri kıyısında bulunan, alçak yapılanması ile tanrıların ve tapınakların şehridir Aswan.

NUBİA KÖYÜ
Aswan merkeze oldukça yakında bulunan Nubian köyü gerçekten Nubiyan halkını gözlemlemek ve lokal bir şekilde gezmeyi sevenlerin mutlaka konaklaması gereken bir yer! Bizim mardin evlerine benzeyen yapıdaki evleri var. Fakat bütün köy rengarenk! Nil nehrinin kıyısında bulunan bu köy hem gezmesi keyifli hem de halkın içine karışabilmek açısından da çok elverişli. Şiddetle tavsiye edilir !

ABU SİMBEL TAPINAKLARI
Aswan’dan yaklaşık 3 saat süren bir yolculuğun ardından Abu-Simbel’e varıyorsunuz. Abu-Simbel , Mısır’ın Sudan sınırında kalan bir noktada. Dolayısıyla özel araçlarla gidilebiliyor. Mısır’ın en önemli firavunlarından olan II.Ramses’in, Nubiya’daki isyancıları bastırmak için düzenlediği bir sefer sırasında bir fili takip ediyor ve bu fil kendisini Abu Simbel’ getiriyor. Ramses de böylece burada hem kendisi hem de eş, Nefertari için birer tapınak yaptırıyor. Tapınakların yapımı 20 yıl sürüyor ve Abu Simbel dağındaki kayaların içine oyularak yapılıyor. Aswan barajı yapımı sırasında tapınak su altında kalma tehlikesi ile karşılaşınca da 1970 yılında yerinden taşınıyor. 300 bin ton ağırlığındaki bu tapınakların yerinden sökülerek 200 kilometre uzağa tam 6 sene sonunda taşınıyor ve bu devasa kayaların ve heykellerin kesilerek tekrar birleştirilmesi esnasında heykellerin görünüşleri bozulmaması amacıyla estetik cerrahlardan destek alınıyor.

LUKSOR'DA GEZİLECEK YERLER
Aswan’dan 4 saatlik bir tren yolculuğu ile Luxor’a, diğer bir Antik Mısır şehrine ulaşabiliyorsunuz. Nil Nehri bu şehri East ve West Bank olarak ikiye böler. Burası ölümün ve yeniden doğumun şehri. East bank (doğu kıyısı) tapınakların olduğu, West bank (batı kıyısı) ise Krallar Vadisi’nin olduğu bölge. Şunu unutmamak gerekir; buradaki insanlar tarımla uğraşıyor yani çiftçiler. Tohum ekiyorlar ve bekliyorlar. Nil’i gözlemliyorlar, güneşin doğuşunu ve batışını izliyorlar. Bolca vakitleri var. Güneşin bu hareketinden yola çıkarak bir gün ben de böyle olacağım fikri ve “ruh” kavramı ortaya çıkıyor. Dolayısıyla öbür dünyaya hazırlanmaya başlıyorlar. Bu sebeple fetüs şeklinde gömülüyorlar. Daha sonra ise hayvanların eşeleyip cesedi yememesi için gömülü yerin üzerine taşlar konulmaya başlanıyor: bu daha sonra piramitler şeklinde evrilir. Fakat ilerleyen dönemlerde piramitlerin mezar hırsızları tarafından yağmalanması sebebiyle Krallar Vadisi denilen bir vadinin içerisine mezarlar gizlenerek gömülmeye başlanır.
KARNAK TAPINAĞI
Luksor’un en meşhur durağı elbette Karnak Tapınağı. Tahmin edildiğinden de çok daha etkileyici bir yapı burası. Hayallerinizin daha fazlasını karşılayacak bir ihtişamı var. Dünyadaki en büyük antik dini mekan olarak geçen Karnak Tapınağı, içerisinde birden fazla tapınak barındırmaktadır. Tapınak 800 metre genişliğinde ve 1,5 km uzunluğunda bir alana inşa edilmiştir. Karnak Tapınağı başa geçen her firavun tarafından eklemeler yapıldığı için aslında yapımı 2000 yıldan fazla sürmüştür!

LUKSOR TAPINAĞI
Karnak Tapınağı’na çok yakın bir mesafede bulunan Luksor tapınağı da Karnak’tan sonra en çok ziyaret edilen tapınaktır. M.Ö. 1400’lü yıllarda inşa edilen tapınağın girişindeki obeliskin bir diğer eşi bizim Sultanahmet Meydanı’nda bulunan dikilitaştır. Hristiyan dönemi sırasında bu tapınağın içerisine de şapeller yaptırılmıştır. Buna ek olarak, 10. yüzyılda da Müslümanlar bu tapınağın üstüne bir cami inşa etmişler ve Abu El-Hagag Camii olarak bilinen bu camii hala kullanılmaktadır. Camiinin içerisine girdiğinizde mihrap kısmında duvarda hiyeroglifler görebiliyorsunuz. Bu sebeplerden oldukça ilginç bir yapıdır Luksor Tapınağı. Hem pagan, Antik Mısır dini, hem Hristiyanlığa hem de Müslümanlığa dair motifler bir aradadır.
KRALLAR VADİSİ
Piramitlerin mezar hırsızları tarafından yağmalanması sonucunda firavunlar mezarları bulunamasın diye Krallar Vadisi adı verilen Luksor’da bir vadiye kazdırırlar mezarlarını. Lakin buralar da soyulur tabi ki. Hırsızların ısrarla bu mezarları aramalarının sebebi, firavunların o muazzam hazineleri ile gömülmeleri. Bugüne kadar sadece bir firavunun hazinesi soyulamamıştır ve günümüze ulaşılabilmiştir. O da meşhur Tutankhamon’un mezarı. Hatta bildiğiniz üzere Tutankhamon’un mezarı 1922 yılında Howard Carter tarafından keşfedilir. Oldukça yenidir yani. Ve keşfi yapan ekip ve Howard Carter dahil mezarın keşfinden sonra birer birer ölmeleri “firavunun laneti” gibi spekülasyonlara neden olmuştur. Sonuç olarak Tutankhamon’un mezarı günümüze gelebilmesi çok genç yaşta ve aniden öldüğü için başka bir firavunun mezarının altına gömülmüş olmasıdır dolayısıyla mezar hırsızları tarafından bulunamaz. Lahdi ve hazinesi Kahire Müzesi’ndedir. Krallar Vadisi oldukça büyük olmakla beraber en az 2-3 mezar seçilip gezilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İçeride fotoğraf çekmek yasak bunun için ek bir ücret ödemek gerekiyor. Fakat mezarların içini gezerken binlerce yıl boyunca o hiyerogliflerin renklerinin bozulmadan nasıl geldiğini düşünerek hayran hayran gezeceksiniz! (dipnot: Krallar Vadisi’ne uzaktan bakınca yükselen tepenin piramit şeklinde olduğunu göreceksiniz. Yine piramitlere bir göz kırpma söz konusu yaniJ)
HATŞEPSUT TAPINAĞI
M.Ö. 1458’de yaptırılan bu tapınak firavun Hatşepsut için inşa edilmiştir. Hatşepsut adı tarihi kayıtlara geçen ilk kadın firavundur. Kral gibi giyinmiş, takma sakal takmıştır. Bu tapınak hem bulunduğu konum hem de mimarisi sebebiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Luksor’da genel haliniz şöyle olacak; “ya bu insanlar bu kadar yıl önce bunları nasıl yapmışlar?”. Burada da büyük ihtimalle aynı soruyu soracaksınız sıkılmadan. Gezmesi çok fazla sürmeyen bu tapınağın yanında bir de Tanrıça Hathor’a adanmış bir tapınak var mutlaka görün, atlamayın.
MISIR'DA AKTİVİTELER
NİL NEHRİNDE TENKE TURU
Luksor’da kendinizi Antik Mısır’a ışınlamak için yapabileceğiniz en güzel aktivite akşam üstüne doğru geleneksel Nil tekneleri olan feluccalar ile Nil gezisi ve Muz Adası’na ziyaret olacaktır. Muz Adası bir sürü muz ağacın olduğu Nil’in üzerinde bulunan ufak bir ada. Mükemmel güzel meyve suları (tahmin edersiniz ki doğal) içerek adanın tadını çıkarabilirsiniz. Daha sonra dönüş yolunda da Nil üzerinde felucca ile seyahat ederken güneşi batırmak inanın ki tahmin edeceğinizden de büyülü bir deneyim.

HURGADA
Biz rotamızda Şarm El-Şeyh yerine dalış ve deniz keyfi için Hurghada’yı tercih ediyoruz. Burası Mısır’ın tatil cennetlerinden birisi. Uzunca ve yorucu bir Mısır gezisi sonrası burada bir iki gün dinlenip kendini Kızıldeniz’in maviliğine bırakmak müthiş keyifli oluyor. İnanılmaz güzel plajları var Hurghada’nın. Buna ek olarak ben denizin içindeki güzelliklerle de ilgileniyorum ve dalmak istiyorum derseniz zaten dalış yapmadan asla dönmeyin ! Dalışa özel, böyle yemekli keyifli teknelerle açılıp hocalar eşliğinde dalabiliyorsunuz. Şanslıysanız yunuslarla bile yüzebilirsiniz!
MISIR'DA ALIŞ VERİŞ
Kahire’nin Kapalı Çarşısı olarak düşünebilirsiniz burayı. Oldukça büyük bir alana yayılan bu çarşıda hediyelik eşyadan baharata, kumaşlara ve tabak çanağa her şey bulabilirsiniz. Gezinirken dinlenmek için mutlaka pazarın içinde bulunan ufak kahvehanelerde oturup çay, kahve için. Mısır’da çaylar genelde nane ile, kahveler ise kakule ile yapılıyor. Pazarlık yapmayı asla unutmuyoruz ! 300 pounddan açılan bir ürünü 50 pounda kadar indirmeniz mümkün sakın unutmayın. Papirüs ve parfüm alışverişi için Giza taraflarındaki büyük mağazaları tercih edebilirsiniz. Orijinal ve el yapımı oluyor. Mısır’a gelmişken parfümlerinden almalarınızı tavsiye ederiz, yıllarca kullanabilirsiniz ve harika kokular var. Adamlar bu işe adamışlar kendilerini şaşırmamak gerekiyor.. Onun dışında hediyelik eşya gibi alışverişler için Kahire’den güneye inmeyecekseniz Han Halil’den yapmanızı, eğer Luksor’a gidecekseniz de Luksor’daki çarşıdan halletmenizi tavsiye ederiz, göreceli olarak daha uyguna gelir. Bunun dışında hemen hemen her müze ve tapınak yerlerinde alışveriş yapacak mağazalar karşınıza zaten çıkacak. Ama tavsiyemiz bu iki şehirdeki pazarlar. Onun dışında pazarlığı unutmadığınız sürece ve ısrarcı olduğunuz sürece her türlü ucuza alışverişinizi kapatmış olursunuz !

MISIR YEMEKLERİ
COUSHARİ
Bu Mısır’da sokak lezzetlerinin en meşhuru ve ucuzu diyebiliriz. Yemesi kolay, doyurucu bir karbonhidrat bombardımanı ! İçinde mercimek, nohut, makarna, pirinç ve üzerine domates ve soğanlı – sarımsaklı bir sosla servis edilen biraz karmaşık görünen ama aşırı lezzetli bir yemek.
FAVA VE FALAFEL
Ortadoğu mutfağının vazgeçilmezleri burada da karşınıza çıkacak. Fava (bakla ezmesi, yöresel ismiyle Ful) ve falafeli de çok fazla tüketmekteler.
AİSH BALADİ
Arapça aish kelimesi ekmek anlamına gelir ve aynı zamanda “yaşam” demektir. Aish baladi de en yaygın ekmek çeşididir. Pide şeklindeki bu ekmeği her yerde bulabilirsiniz ve hemen hemen her öğünde tüketilir.

Özge Özal
Tarihçi, Keşfet101 Tur Koordinatörü
1993 doğumlu, bir ayağı hep dışarıda olmuş bulunduğu yere sığamayan gezmeyi, gezdirmeyi seven sosyal bilimci. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih mezunu şimdi ise Kültürel İncelemeler bölümünde Yüksek Lisans’ıma devam etmekteyim. Eğitim hayatım boyunca Paris, Roma ve Edinburgh şehirlerinde uzun süreli yaşama imkanım oldu ve 2010’dan beri de hem kendim hem arkadaşlarımla seyahat etmekteyim. Bir noktada fark ettim ki arkadaşlarımla gezerken aslında rehberlik yapıyorum ve nasıl sürekli yollarda olabilirim ? sorusunu sorarken de yolum Keşfet101 ile kesişti ve beraber yollara düşmeye başladık. O günden beri de akademi ve yolu birleştirerek gezginlere anlatmayı, yollara düşmeye devam ediyoruz.
En Sık İncelenen Turlar

Diwali Festivali - Hindistan
6 - 17 Kasım 2020
Aydınlığın karanlığa galip geldiği günün bayramı… Işığın ve sevginin bayramı Diwali’de buluşalım… 15 kişilik ekip, single farkı yok, ekstra tur yok.

Holi Festivali - Hindistan
22 - 31 Mart 2021
Dünyanın en renkli festivalini yerinde, Hindistan’da kutla. Delhi, Varanasi, Agra, Jaipur. 15 kişilik ekip, singel farkı yok, ekstra tur yok .

Butik Fas Turu
18 - 27 Eylül 2020
Atlas Okyanusu’ndan Sahra Çölüne uzanan bir Kuzey Afrika serüveni…Atlas Dağları, Berberi Köyleri, Safari. çölde kamp…

Butik Ürdün Turu
28 - 2 Eylül 2020
Petra Antik Kenti, Wadi Rum’da safari ve kamp, Kızıl Deniz’de tüplü dalış. Jerash Antik Kenti, Umm Qays. 5 günlük bir Ürdün turuna neler sığar?

Vietnam - Kamboçya - Tayland Turu
21 - 3 Aralık 2020
Vietnam’ın romantik şehirlerinde başlayıp, Ankgor Wat’da gün doğumunu izleyeceğiz. Bangkok sokaklarında dolaşıp Phuket’te denize gireceğiz.
SAYFA HARİTASI