
Bu sene üniversiteye hazırlanan, kaydını yaptırmış veyahut çoktan üniversiteli olan arkadaşlarımıza bir bucket list ile geldik! Belki yeni bir şehre alışmaya çalışıyor, hobi edinmek için kurslara ve kulüplere bakıyor, bir yandan üstünüze çullanan mesleki gelecek kaygısı ile boğuşuyorsunuz… Evet, doğru zamanda doğru blog sayfasına geldiniz. Üniversite hayatına hoşgeldiniz…

1- Öğrenci Kulüplerine Katılın
Gerek alanınız olsun gerekse olmasın, çeşit çeşit kulüp arasından mutlaka size hitap eden birkaç tane çıkacaktır. Seçeceğiniz kulübün aktif olmasına dikkat edin ki hem yeni bir sosyal çevreniz olsun hem de bir beceri kazanın.
Bunlar, CV’nizde de kesinlikle aranan zaman yönetimi, problem çözme, ekip çalışması gibi beceriler olacak ve işin iyi yanı, bu yetileri kazanmak için ders çalışır gibi bir çaba harcamayacaksınız. Siz eğlenirken oluverecek. Geriye dönüp bakınca gülümseme ve teşekkür garantili! Üniversite hayatının olmazsa olmazı…
Ayrıca latin dans, yelken, tiyatro, yaratıcı yazarlık ve hatta Japonca gibi sizi apayrı alanlarda yükseltecek seçenekler var, yoksa da belli bir insan sayısına ulaşarak kendi kulübünüzü kurabilirsiniz.

2- Sosyal Sorumluluk Projelerine Dahil Olun
Sivil toplum bilinci, yükselen bir değer. “Bana ne?” demenin ötesinde, bir olmanın ve beraber ilerleyebilmenin önünü açan bir istek. Yanan ormanlar, otistik veya down sendromlu olduğu için dışlanan çocuklar, yıkık dökük sınıflar, aç sokak hayvanları gördüğünüzde iç sesiniz “neden” diye bağırmıyor mu? Yaptığınız bağışların nereye gittiğini merak ediyor, projelerin sonuçlarını görmek istiyor ve onları geliştirmek için katkıda bulunmak mı istiyorsunuz? İşte size fırsat!
Açın bilgisayarı ve STK-STÖ listelerine göz atın. Yabancı olduğunuz konuları incelemekten korkmayın; göç, lgbt, mevsimlik işçiler, mülteciler, engelli bireyler… Gerçekler başucunuzda. Üniversite hayatınızda iş hayatınıza oranla daha fazla boş vaktiniz olacak, gönüllülük hayatınızın temellerini atmak için mükemmel bir zamanlama! Web sitesine tıkladığınız bir isim, hayatınızı değiştirebilir.
İşte birkaç öneri:
Transparanlık bu konuda belki de desteği artıran en önemli husus. Açık Açık Derneği aracılığıyla Bağışçı Hakları, hangi derneklerin tüm eylemleri konusunda açıkça hesap verebileceği gibi başlıklarda bilgi sahibi olabilirsiniz.
“Toplum Gönüllüleri Vakfı; gençlerin enerjisini topluma faydalı olmak için harekete geçirecek fırsat ve imkanlar sağlar.”
Oyuncu Mert Fırat’ın kurucusu olduğu İhtiyaç Haritası, ihtiyaç sahibi kişilerin ve ihtiyacı karşılamak isteyen kişileri bir araya geldiği bir platformdur.
Çeşitli projeler için Sosyal Sorumluluk sayfasını da inceleyebilirsiniz.
Yurtdışı temelli bir tecrübe içinse AIESEC programlarını önerebilirim.

3- Yurt vs. Ev
İlk sene yurtta kalmanın hayli artısı var: bunlardan birisi müstakbel ev arkadaşınızı bulmak olabilir! Çekirdek aileniz dışında bir toplulukla yaşamayı öğrenmek, yaşıtınız insanların olduğu bir yerde günlerinizi geçirirken sosyal çevre oluşturmak, farklı bölümlerden ve şehirlerden arkadaşlar edinmek de sayabileceğimiz diğer artılar.
Ev yaşamı ise faturalar ve ev ihtiyaçları başta olmak üzere belli maddi yükümlülükleri beraberinde getirmekle beraber çok daha rahat, kendi alanınıza sahip olduğunuz ve menüdeki yemeği sizin belirleyeceğiniz bir yaşam tarzı vadediyor. Yaşam alanınızı geniş tutan, biraz da dağınık/eşyalarını etrafa yayan biriyseniz, üniversite hayatını evde geçirmek sizi stresten uzak tutacaktır.
Yurt ve ev karşılaştırması tamamen sizin kişiliğinize ve bütçenize göre şekillenir. İkisini de tecrübe etmek, bence, iyi bir seçenek.

4- Kültür Sanat Etkinliklerine Katılın
Gözünüz açık olsun, hatta mümkünse üçüncü gözünüz de açık olsun. İstediğiniz sanatçıyı istediğiniz yerden izleme savaşı burada başlıyor…
Üniversite hayatım boyunca konserleri ve müzikalleri en önlerden izlemek gibi tuhaf takıntılarım oldu. Sahneye yüksekten bakacaksam da balkonun yine en önünü tercih ettim. Hatta bilet parası için bir-iki ay önceden bütçeyi kısardım. Atmosferi soluyun arkadaşlar; müziği, renkleri, kostümleri, duyguları… Farklı tarzlar deneyin; rap, klasik müzik, folk müzik, rock müzik… İnsanların nereye neden gittiğini, tüketici alışkanlıklarını ve kitleleri gözlemleyin. Baktığınız sanatçıyı ve sanatını tanımaya çalışın.
Sadece müzikal, tiyatro, konser olak zorunda değil; müze etkinlikleri, yazar ve şairlerin imza günleri, resim-heykel galerileri ve sokak sanatı merceğinizde olsun. Ruhunuzu besleyin, belki sanat dünyasında “ev” diyeceğiniz bir yer bulursunuz. Okuduğunuz şehirde bir şey yoksa çevre illeri araştırın, mahrum kalmamanız gereken bir konu.

5- Girişimci Olun
21.yy dünyası girişimcilerin yer bulduğu, ciddi ihtiyaç haline geldiği, meslek başlığı olarak tanımlandığı bir yere evrildi. Çağın gerisinde kalmayın, üretin. Unutmayın ki fikirlere ve bakış açılarına çok ihtiyacımız var. “Ben ne bileyim” diyorsanız okuyun, izleyin, gözlemleyin.
Giveback kültürü konusunda bir fikriniz olsun; özetle öğrendiğinizi öğrettiğiniz ilerici bir insan olduğunuzda bu kültürün bir parçası haline geliyorsunuz. Hangi şehirde, hangi üniversitede, hangi bölümde olursanız olun; özellikle henüz MEZUN OLMAMIŞ kişiler için inanılmaz fırsatlar yaratan topluluklar var. Yeter ki siz konuşun istiyorlar. Sürdürülebilir bir gelecek için konuşun. Buraya birkaç tanesini bırakıyorum:

6- Erasmus Programına Katılın
Yurtdışı tecrübesi şu an içinde bulunduğumuz durumda zor olsa da işler daha normal hale geldiğinde Erasmus programlarından size uygun olanı seçip Avrupa’yı keşfe çıkmak inanılmaz özel bir deneyim olacaktır. Gittiğiniz ülkenin kültürüne ve diline aşina olacak, kendi ülkenizi temsil edecek, uluslararası bir ortamda bulunacak ve o ünlü Erasmus partilerine katılabileceksiniz.
Hibe verilmesi sallantıda bir konu, bazen hesabınıza çok geç yatırılıyor. Bu sebeple seçeceğiniz ülkenin bütçenizi aşmamasına dikkat edin.
Bir diğer tavsiye ise, iki dönem seçin. İki dönemi teke indirebilirsiniz ama tek dönem için kazandığınız programı ikiye çıkaramazsınız. Belki de orada biraz daha fazla kalmak isteyeceksiniz, kim bilir?

7- Work and Travel ile Amerika’yı Keşfedin
Yazlarınızı değerlendirmek için ilginç bir yöntem mi arıyorsunuz? “Hayatı göreyim, para kazanayım, az da gezeyim” gibi düşünceler aklınızı mı kurcalıyor? Amerikan Rüyası yalanına bir de yakından bakasınız mı var? Work and Travel programına. İki sene üst üste gitmiş biri olarak sadece bir blog yazısında bile süreci açıklayabilirim; sizi sıkmamak adına kısa keseceğim.
Karma bir ortamın içine düşeceğinizi unutmayın. Dünyadaki kültüre karşı hoşgörülü olmak durumundasınız, onlar size karşı olmasa dahi. 21 yaşın altındaysanız sakın ola alkol almak gibi hayallere kapılmayın, J1 vizenizi bile kaybedebilirsiniz. Günde 15 saati bulabilen çalışma yoğunluğu ve müşteriyle bire bir temasın getireceği “memnuniyet” durumlarına hazır olmalısınız. Türklerin yoğun olduğu yerlere gitmeyin.
Kazanacağınız para dolar bazında olacağı için yeterli birikimi yapabilirseniz deli dolu bir tatil sizi bekliyor demektir! Mesela New York’a gittiğimde her dakikam dolu doluydu, elektronik ihtiyaçlarımın hepsini satın almıştım. Türkiye’de 4 ay kasiyerlik yaparak asla erişemeyeceğim şeyler bunlar. Arta kalan para bir sonraki WAT programımın katılım ücretini karşılamıştı. İkinci senemde ise yolculuğa Washington DC ile başladım, kalabalık bir sahil kentine giderek partilere katıldım, geçen senenin sosyal ortamıyla tamamen zıttı. Bir önceki seneye oranla daha az kazancım ve daha fazla masrafım oldu, yani bunlar tamamen şans işi. Kazanımlar: kendi kendinize ayakta kalabileceğinizi herkese kanıtlamış olmak, motive olmak, birikim yapmak, İngilizcenizi geliştirmek ve yabancı arkadaşlar edinmek. Yalnız gidin, korkmayın. Yaşayacak çoook şeyiniz var!

8- Yabancı Dil/ler Öğrenin
İngilizce artık yabancı dilden sayılmıyor, ortak bir dil. İngilizce biliyor musunuz değil, hangi seviyede biliyorsunuz diye soruyorlar. Özellikle bu konuda ne yapın ne edin kendinizi ileri taşıyın. Global bir dünyada sadece anadilinizde konuşabilmek gelecekte size eksileriyle döner; bir fikrinizi beyan edememek, uluslararası ortamlara girememek, yurt dışına gezmeye giderken birine bağımlı olmak veya beden dili üstadına dönüşmek, herhangi bir problemde çevirmene ihtiyaç duymak, sadece kendi dilinizde aktarılmış fikirleri ve haberleri bilmek, dünyaya kapalı olmak…
İkinci yabancı dil seçimi ise tamamen sizin zevklerinize ve çalışma alanınıza kalıyor. Mandarin dili ve İspanyolca her ne kadar revaçta olsa da, yatkınlık ve yakınlıklarınız ikinci dil seçiminiz için belirleyici bir etmen.

9- Kamp Yapın
Yıldızların altında uyumak, toprağın sakinleştirici etkisi ve unutulmaz kamp anıları… Üniversite hayatınız bitmeden bu duyguyu yaşamanızı öneriyoruz. Farklı kamp alanlarında kalarak hem konaklama ücretinden kaçınabilir hem de yeni coğrafyalar tanıyabilirsiniz. Oraya kampa gelmiş diğer ekiplerle kaynaşabilir veya bir başınıza şehirden meditasyon amaçlı kaçabilirsiniz.

10- Staj-İş Fırsatlarını Kovalayın
LinkedIn üyeliğiniz olsun. LinkedIn, dijital bir CV sayılabilir. Çoğu zaman üniversitelerin kariyer merkezlerinden daha faydalı olan bu platform, aradığınız iş staj imkanına bağlı olarak size online veya bire bir çalışabileceğiniz onlarca seçenek sunuyor. Aynı zamanda takip ettiğiniz farklı alanlardaki iş insanlarının paylaşımlarını, projelerini, girişimlerini bire bir olarak görebiliyorsunuz. Kişilere mesaj yoluyla ulaşmanız da mümkün.

11- Medya Okuru Olun
Medya, ortanca anlamına gelen mediumdan türemiştir. Dünya ve kişi arasındaki köprü, fikir ve haber ağıdır. İyi bir medya okuru olmak, günlük yaşantınızda size birçok artıyla dönecektir. İş hayatınıza başlamadan önce dünyaya dair farkındalığınızın artması, yorum kabiliyetinizin gelişmesi ve araştırmacı kişiliğinizin öne çıkması sadece iş hayatınız için değil, kendi mental sağlığınız (yalan haberlere aşırı tepki verme, yanlış yapılan aktivizm, haber ögesini yazar üslubuna göre değerlendirme) ve toplumdaki duruşunuz için önem arz ediyor. İşte sosyal medyada sizi destekleyecek birkaç ipucu:

13- Öğrenci İndirimlerini Takip Edin – Bütçe Kontrolü Öğrenin
“Öğrenci işi” diye çok duyarız. İyi ki öğrencilere özel indirimler var da yüzümüz gülüyor. Yaşadığınız şehirde harcamalarınızı ve gelirinizi kontrol edebilmek adına bunları bir çizelgeye dökmeniz veya aylık olarak kontrol edeceğiniz aplikasyonlar indirmeniz hayatınızı kolaylaştıracak. “X istiyorum o halde bu ay şundan kısmalıyım” olgunluğuna erişebilmek, ileriki dönemlerde elinize daha fazla para geçtiğinde hayatınızı çekip çevirebilmeniz için önemli bir kazanım olacak. Büyük şehirlere gidenler içinse şehir içindeki toplu taşıma araçlarını öğrenebileceğiniz Trafi gibi uygulamalar sizi gereksiz taksi ve Uber ücretinden kısa zamanda kurtarır.
Başarı ve yardım burslarının yanı sıra, e-ticaret, part-time iş, ödüllü yarışmalar ile de kendi paranızı kazanmaya başlayabilirsiniz. Elinize geçen ve harcanan her kuruş önemli nihayetinde.

14- Alanınız Dışında da Bilgi Sahibi Olun
Ah ah… Tek yönde eğitilen çocuklar; tarih bilmeyen matematikçiler ve fizikten, kimyadan bihaber coğrafyacılar… En fenası, felsefe bilmeyen bir toplum. Bunu değiştirmek için çabalamak dahi hem ruhunuzu besleyecek hem çevrenizi değiştirecektir. İnanılmaz insanlarla karşılaşacağınızı garanti ederim, sadece yolu takip edin.

15- Bahar Şenliklerine Katılın
Bahar Şenlikleri, çeşitli konserler ve etkinliklerle yorucu bir dönemin ardından gelen adeta taze bir nefes. Oradan oraya koşturduğunuz koca bir dönemin ardından çimenlerde frizbi oynamak ve okulunuza gelen sanatçıların konserinde arkadaşlarınızla dans etmek gibisi yok. Sizin okulunuzun şenliği olmuyorsa yakındaki okullara bakın, giriş ücretleri aşırı olmuyor. Mutlaka yaşamanız gerekenler arasında.

16- Fotoğraf-Video Çekin, Anılarınızı Kaydedin!
Yıllar su gibi akarken ardınıza bakıp “Aaa, şunu hatırlıyor musun? Ne eğlenmiştik o gün, haha tipine bak” demeyi herkes ister diye düşünüyorum. O gün kendinizi çirkin hissediyorsanız bile, gelecekte pişman olmamak adına anılar biriktirin. Güzel dostlar biriktirin; hepsi aileniz olsun… J

17- Topluluk Önünde Sunum Yapın
Sunum becerisi hayatın her alanında istenen bir beceri, bunu üniversite veya önceki dönemlerde kazanmak ise iş hayatı için koca bir artı! Topluluk önünde kendini ifade edebilen bireyler daha rahat dikkat çekerler. Özgüvenleri daha yüksektir ve dillerini akıcı şekilde kullanabilirler. Bu kişilerden biri olmak zor değil, biraz çaba. Sınıf gibi minik alanlardan başlayabilirsiniz. Eleştiriye açık olun, biri size “O elini robot gibi yanına sallama” dediğinde bunu ciddiye alın, ayna karşısında çalışın. Kalem veya mantar ile diksiyon çalışmaları yapın, anlaşılır ve basit olun. Komplike konuşmak zeki ve konuya hakim görünmek değildir, sadece komplike konuşmak demektir. Hatta bunu durumu aşmak için tiyatro eğitimi almanızı öneririm. Hikaye Anlatıcılığı eğitimi de bir alt kademede iş görür. Sonra teşekkür edersiniz.

18- Bakış Açınızı Genişletin
Üniversite, minik bir toplum simülasyonudur. Çatışan fikirler göreceksiniz; Kızılay’a kan vermek isteyen bir lgbt öğrenciyi durduran muhafazakar kesimden tutun, herkesi vegan olmaya davet eden etik anlayışlar ve tam tersine dünya umurunda olmayan relaks şahıslar… İnsanları dinleyin. Bazen bazı fikirlere çok da zihin yormak istemeyebilirsiniz ama onların varlığını görmezden gelemezsiniz. Bazen sizin doğrularınız kimi için çok yanlış olduğunda, üniversite, herhangi bir sokağın aksine çok daha seviyeli fikir atışmalarının yaşanabileceği yerdir. Bu bir win-win oyunu. 🙂

19- İş Alanınızda Tecrübe Sahibi Kişilerle Bir Araya Gelin
Kariyer Günleri’ne katılın, network oluşturun. Zirvelere giderek molalarda konuşmasını beğendiğiniz kişileri bulmaya çalışın. Sorular hazırlayın. Belki o kişi sizi ertesi gün hatırlamayacak ama verdiği bilgiler sizin perspektifinizi değiştirebilir. Bilgi elde etmek için illa tecrübeyi sizin edinmeniz gerekmez. Bu yüzden paylaşırız, bizden sonraki bir üst adıma geçebilsin diye. Geleceği göremezsiniz belki ama kendinize bir gelecek inşa edebilirsiniz.

20- Parti Mi? Hani Nerede?
Eğlenmeden hayat geçer mi? Yok efenim geçmez. Okulun her etkinliğinden haberdar olan tipler burada devreye giriyor. Hatta isterseniz kendi ev partinizi düzenleyin, o da bir seçenek. Bu arkadaşlarla yapacağınız bir film gecesi de olabilir, yüzlerce kişinin olduğu bir mekanda sabaha kadar bağırıp zıplamak da olabilir. Keyfiniz ve bütçeniz bilir. Gençliğin verdiği zaman bolluğu özleniyor, üniversite bitince “tüh” demeyin sonra.

21- Yeni Spor Alanları Deneyin
Tüplü dalış, yamaç paraşütü, bungee jumping, at biniciliği, jeep safari… Kendinizi özgürleştirin. Özgür bir zihin başarıya daha kolay ulaşır.

22- Talk Show Programlarına Katılın
Sevdiğiniz sunucuların late night showlarına katılın, inanılmaz zevkli. Sadece o ortamda bulunmak bile yetiyor. İşin iyi yanı, sadece İstanbul değil, birçok ilden seyircinin orada bulunması. Bazen bazı yerlere sırf atmosferi için gidersiniz, Talk Show izlemek de öyle. Biletleri birçok aracıdan temin edebilirsiniz, üniversite etkinlik kulüplerinde de mutlaka bir organizatöre rast gelirsiniz. Vakit ayırmanız yeterli. Evet, o son Beyaz Show’a giden gıcığın sözleri bunlar… Ertelemek çoğu zaman keşke olarak geri döner.

23- Blog Hazırlayın – Dijital Ayak İzi Oluşturun!
Aktif biriyseniz dijital ortamdaki potansiyel kitleniz için sizin kim olduğunuzu, işbirliklerinizi, yayınlarınızı, projelerinizi yansıtan size özel bir web sitesine veya blog sayfasına sahip olmanız network bağlamında oldukça yararlı olacaktır. Üniversite dönemi boyunca ürettiğiniz her şeyi iş vereninizin görebilmesi için dijital bir CV gibi de düşünebilirsiniz.

24- Sahaflar Çarşısına Gidin
Eski kitap kokusunu alıyor musunuz? Sahaf dükkanları zaman makineleridir aslında, gidin ve kaybolun oralarda. Hiçbir şey kaybetmezsiniz, hatta tersine, canlı tarihe dokunursunuz. Üniversite hayatı, entelektüelliğe bir adım daha yaklaşmak için yeri doldurulamaz bir tecrübe.

25- Spor Yapın
Gençken vücudunuza yaptığınız yatırımlar yaşlandıkça etkisini gösterecek ve o gün bedeninize şükredeceksiniz. Bir takıma katılarak veya bir spor dalını öğrenerek hayatınıza yeni bir hobi de kazandırabilirsiniz. Öğrencilik döneminde benim tavsiyem daha çok dans üzerine olur, karakterinize bağlı bir seçim.
Bazı spor merkezlerinin bisiklet üzerinde dans, tango+pole, high heels, vogue, yerçekimsiz yoga ve aletli pilates gibi harika seçenekleri var. Masraftan kaçınmak isteyenler içinse evinizin zeminine sereceğiniz bir mat bile harika bir başlangıç olabilir!

26- Maçları Arkadaş Grubunuzla Stadyumda İzleyin
Taktik maktik yok! O forma giyilecek, o maça gidilecek! Stadyumda canlı izlediğiniz maçların yerini hangi televizyon tutabilir? Maça giderken ayrı, dönerken ayrı eğlence… Takımınız kaybedebilir ama o günü siz kaybetmezsiniz!

27- Yemek Yapmayı Öğrenin
Makarna ile yaşayan canlılar değiliz sonuçta, o bir şehir efsanesi. Kendinizi mutfağa alıştırın, yeni şeyler deneyin. Hatta özel ilginiz varsa dünya mutfaklarına açılın, uyarlamalar yapın. Acele yoksa yemek yapmak birnevi terapidir. Üniversiteyi başka bir şehirde okuyacaksanız hele, güzel yemek yapmak hayat kurtarıcı olabilir. Hepsi sağlığınız için. 🙂
Boğaziçi Üniversitesi’nin BuGusto ekibi! Bu yazıyı okuyorsanız eğer, sizi çok kıskanıyorum bilesiniz. :)) BOUN öğrencisi olmayan canlar da bu ekibin sosyal medya hesabını takip ederek önerilerine kulak verebilirler, mutfak ilgisi olan herkese hitap ediyor.

28- Arkadaşlarınızla Tatile Gidin
Nihayet yetişkin bireyler gibi hissedebileceğiniz olmazsa olmaz aktivitelerden birisi arkadaşlarla tatile çıkmak olsa gerek. Üniversite arkadaşlarınızla planlayacağınız bir rotanın tadı çok daha farklı oluyor, hele gidilen yere herkes ilk kez gidiyorsa.

29- Reddedilmekten Korkmayın
Bu madde her anlamda geçerli. “Hayır” demeyi öğrendiğiniz gibi başkasının da size “hayır” demesini anlayışla karşılamalısınız. Aşık mı oldunuz? Bir yere iş başvurusuna mı gittiniz? Bir mekandan geri mi çevrildiniz? Olur öyle şeyler, ki olacak da, hem de çok…
Bir yere kendimi beğendirmek için 3 sene üst üste kapılarını çalmışlığım var, birçok mülakata girip sebebi bile söylenmeden reddedilmişliğim de… Ama bir o kadar fazla ailemi ve arkadaşlarımı heyecanla arayıp “başardım!” dediğim anlara sahibim. Bu işler böyle. Denemedim demezsiniz. Geleceğe meydan okumalısınız. DURMAK YOK, YOLA DEVAM!

30- Gezgin Olun!
Keşfedin, yaşayın, kendi şehrinizde turist olun, geleneksel yemekleri deneyin, girmedik müze bırakmayın… Gelsin mi ipuçları?
ve tabii ki Keşfet101 Seyahat Takvimi 🙂
İşte üniversiteden mezun olmadan önce yapılması gerektiğini düşündüğümüz 30 madde. Eğlenceli, dolu dolu, daima yüzünüzü ileri dönük ve sırtınızı dik tutacağınız yıllar diliyoruz. Tercih listesinde yardıma ihtiyacı olan (özellikle İletişim Fakültesi), Work and Travel yapmak isteyen-yabancı dil ve yeni kültürler konusunda çekincesi olan, YGA – Girişimcilik Vakfı süreçleri ve TEDX gönüllülüğü hakkında bilgi isteyen herkes için dm kutum açık, çekinmeyin. Sevgiyle!

Selin Aktaşoğlu
Sosyal Medya Sorumlusu
1999 doğumlu. İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Öğrencisi.
İzmir’de antik kentlerle çevrili bir bölgede doğdum. Tarih ve mitoloji, her yaşımda benimleydi. Arkeolojik kazı alanları başta olmak üzere gezme tutkusu ruhuma işledi; önce Türkiye, sonra Güneydoğu Asya, ardından Amerika derken yolum Keşfet101 ile kesişti. Backpacker olma fikri karşı konulmazdı. Katıldığım Mısır seyahatinin ardından beraber çalışmaya başladık.
SAYFA HARİTASI